Bıktım!
Haklısınız...
Tamam!..
Ama önce dilimizden "çirkin"liği def etmemiz gerekmez mi?
Etrafa hakaret edip duracaksak, kim inanır bizim "güzel ahlak"ı bildiğimize?
***
Güzel konuşmak mı derdimiz?Tamam!
Lakin haset, hakaret, ihanet ile güzel olmak mümkün mü?
Küfrederek güzel konuşulabilir mi?
***
Diyebilirsiniz ki, güzel sözlerden bana ne, ben doğruyu söylemek istiyorum...Tamam da...
"Doğru" ile "güzel"in birbirinden ayrılabileceğine kim inandırdı sizi?
Yalanların cazibesi mi?
Popüler kültür mü?
Medya ve sosyal medya vitrini mi?
Kalp kırarak, ağzını köpürte köpürte, sağı solu yıkarak söylenebilen bir "doğru"nun varlığına nasıl inandınız?
Berbat bir yanılgı bu!
Bir durun yahu!
Kafayı gerçeğin duvarına sertçe çarpmadan önce durun!
***
Yaşını başını almış bir adam var mesela...Profesörmüş falan...
Geçiniz!
Ne oturmasını biliyor ne de kalkmasını!
Ne konuşmasını biliyor ne de susmasını!
Her seferinde bardağından taşıp etrafı kirleten bir kibirle memlekete, millete, devlete, insana hakaret edip duruyor.
Hayata dair cehaletini saklamak ister gibi bu ülkede yaşadığı ne varsa hepsine küfrediyor; geçmişe ve geleceğe küfrediyor.
Kendini zihninin aynasında görmekten müthiş bir ıstırap duyuyor olmalı ki, bu ıstırabı başkalarının her hâlini aşağılayarak rahatlamaya çalışıyor.
Mikrofon tutulduğu anda başlıyor kusmaya:
"Dünyanın en cahil milletiyiz, en ahlaksız toplumuyuz, zaten IQ'muz da çok düşük..." Çevresindeki yalabıklar da alkışlıyorlar.
Ben kendi adıma sosyal medyayı her açışımda bu zatla karşılaşmaktan bıktım...
***
Bu adamı dinleyip ciddiye alanlar şunu düşünmeliler...
Bu kadar ergen, bu kadar sevgisiz bir ruhla ne konuşulabilir?
Hangi akademik kürsü hayata dair cehaleti ortadan kaldırabilmiş?
Toplumda bir "ahlak erozyonu" olduğu elbette açık bir gerçek...
Ama ahlaksızlaşarak ve ahlaksızlarla aynı masaya oturarak ahlak erozyonunu tartışabilir miyiz?
***
NOT DEFTERİ
Gençken birbirimizi daha iyi tanırdık. Yıllar geçtikçe her birimizdeki bilinmez ve anlaşılmaz yanlar hatırı sayılır biçimde artıyor... (ROMAIN GARY / Biletiniz Buraya Kadar)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Haftanın Notları: Bu kadar yakın olmayalım! (28.12.2024)
- Bıktım! (27.12.2024)
- Start çizgisi (26.12.2024)
- Bu limonlar, o limonlar mı? (24.12.2024)
- Yeni yıl öngörüleri ve “dünya” turu (23.12.2024)
- Türk Arabistanı’nda... (22.12.2024)
- Haftanın notları: Geleceği gördüm (21.12.2024)
- Ne anlatıyor bütün bunlar? (20.12.2024)
- İdlib (19.12.2024)
- Nasıl hastalanmadan yaşayabiliriz? (17.12.2024)