HAŞMET BABAOĞLU

Söz ne zaman gerçekten bitecek?

İnsan kendi sözünden yorgun düşüyor...
Gazze'ye dokunamayan...
Paramparça edilen bebeleri oradan kurtarıp çıkartamayan...
Soykırımcı zalimi durdurma gücü olmayan yazılar kaleme almaktan gün geliyor, tiksiniyor...

***

"Söz bitti" deyip deyip kaç kez daha söze boğulacağız?
Anlamı kaldı mı?
Eylemsiz duygular eninde sonunda nasırlaşır.
Zalim işte bunu iyi biliyor!

***

Kolunda serumla tedavi edilmeyi beklerken İsrail'in attığı bombalarla diri diri yakılan delikanlıyı (Adı Şaban Delu Ahmed, unutur muyuz?) ve onunla birlikte yanan annesini nasıl anlatacağız birbirimize?
Gazze'de El Aksa Şehitleri Hastanesi'nin bahçesine kurulmuş çadırlara bombalar yağdırılan pazar akşamından beri...
İşlerimize gömülmüş, kredi kartı ekstrelerimize odaklanmış, bugün ne yiyip içeceğiz sorusuyla gündelik sarhoşluklarımıza dönmüş hâlimizle...
Maç izler gibi her akşam ekran karşısında Tel Aviv ve Beyrut bağlantılarına bakarken mesela...
Nasıl İNSAN kalabiliyoruz?

***

Şimdi dünya medyasında Şaban'ın 20 yıllık kısa hayatından gönül çalan hikâyeler aktarılıyor...
Ne anlamı var bunları bilmemizin?
Bizi üzüp kahreden bu cümleler, İsrail'i de kahrediyor mu?
Katil sürüsünü geçtim...
Onlara pişkin bir zalimlikle destek çıkan Avrupalı siyasetçilere sözümüz geçiyor mu?
Alman Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer daha geçen gün "İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığına dair hiçbir emare görmüyoruz" demedi mi?
Şimdi istediğiniz kadar küfredin bu soysuzluğa?
Yarın öbür gün diplomatik masalarda (bütün bunları unutarak) Fischer'le tekrar tekrar karşılaşacağımızı biliyorsunuz, değil mi?

***

İsrail, Gazze'yi yok ederken...
Geniş kitlelerin bilinen siyaset platformlarıyla bağını da bombalıyor...
Esas olay buradadır...
Biz İsrail'i görüyoruz; İsrail zulmünün kararlı ilerleyişini görüyoruz.
Oysa bu etkileri planlanmış global bir operasyon ve belli ki sürecek...
Kitlelerin insandan yana itirazlarını nihai olarak bastıracak bir güvenlik algısı inşa edilinceye kadar sürecek...
Çok fena bir çağa girdik.

***

NOT DEFTERİ
Bu kadar kırılmışken aynada nasıl bir bütün halinde görünebiliyorum? Bu aynalar yaşamdan vazgeçmememiz için Tanrı'nın bir oyunu olmalı? (YUKİO MİŞİMA / Bir Maskenin İtirafları)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.