İbretlik hikâyedir...
Napolyon, Haziran 1812'de Rusya topraklarına girerken yanında bir kitap taşıyor, fırsat buldukça
açıp göz gezdiriyordu.
Voltaire'in İsveç Kralı XII. Karl'ın yüz yıl kadar önce çıktığı Moskova seferi ve nihai bozgununu anlattığı kitaptı bu...
Fakat bilirsiniz...
İnsan bir kez hedefine kilitlenmeye görsün, hayalleri aklını perdeleyiverir.
Kibirden gözleri kör olur; öğrendim dediği ne varsa, birer birer unutur.
Napolyon'un da bir yaverine şöyle dediği rivayet edilir: "Biz, İsveç kralının
akılsızca hareketlerini tekrarlamayacağız."
Sonucu biliyorsunuz...
***
Dün vurgulamıştım...
Tarih bize gösterir ki, BATI her kriz dönemini MOSKOVA'ya yürüyerek aşmaya çalışmıştır...
İşte tam da bu yüzden...
Ukrayna'nın cepheye sürülmesi; sırada Polonya'nın beklemesi falan bizi aldatmamalı...
"Bölgesel çatışma" gibi görünen şey aslında
Batı'nın yüz yılda bir nükseden hastalığıdır.
Moskova her seferinde yenilginin kıyısına kadar gelir ama sonunda savaşın kaderini değiştirir.
Sadece o kadar mı?
Ardından dünyanın bütün düzeni değişir.
Sormak gerek...
Putin'i hedef tahtasına koyanlar yine böyle bir hesabın peşindeler mi?
Hiç şüpheniz olmasın!
***
İşin başında nasıl da kendinden emindi Napolyon!
Rusya'ya diz çöktürmek duygusu Avrupalı liderleri her dönemde baştan çıkartır.
Napolyon bu sefer için kıta tarihinde
daha önce görülmemiş büyüklükte bir ordu toplamıştı.
Tam 655 bin asker...
Kadın görevliler dâhil 50 bin sivil de ordusuna eşlik ediyordu.
Kulaktan kulağa aktarılan hikâyeler, edebiyat, sinema; hepsi bizlere Napolyon'un
"General Kış"a yenildiğini söyler.
Doğru değildir...
Geri çekiliş havanın buz kestiği dönemde olmuştur ama Napolyon'un ordusu daha yaz sıcağında ağır kayıplar vermiş ve hastalıktan kırılmıştı.
İmparator terk edilmiş Moskova'ya girdiğinde zaten ordusunun üçte birini kaybetmişti.
***
Uzun hikâyedir, bitmez.
Ama şuraya dikkat edin!...
Ellerini ovuşturarak Napolyon'un Moskova seferini izleyen İngilizler 1813'ten sonra dünyayı (tabir caizse) baştan kurdular.
***
NOT DEFTERİ
Savaş için de barış için de... Her şey tam zamanında oldu. Beklemesini bilen için her şey zamanında olur. (L.N. TOLSTOY / Savaş ve Barış)