Haftanın notları: Sıkı durun!

Masal anlatıyoruz, sanıyordunuz...
Abartıyoruz gibi geliyordu...
Pandemi toplumların ve insanların itaat potansiyelini test etmek içindi; bundan sonrası bölgesel çatışmalar yoluyla devletlerin iradelerinin zayıflatılma aşaması olacak, diyorduk...
Koskoca Avrupa'nın hâline bakın, anlayın; Ukrayna ve İsrail üzerinden iradesi teslim alındı, posaya çevrildi.
Bu patırtı uzun sürecek...
Sıkı durun!

***

Yeni bir bölgesel çatışmaya az kaldı...
Güney Kafkasya tehlikeli arazi artık.
26 Ekim'de yapılacak Gürcistan seçimleri yeni çatışma ve yapılanmanın hattını belirleyecek.
Tabii ABD'nin Gürcistan'da 26 Ekim'deki seçimden önce ortalığı karıştırmaya hazırlandığını söyleyenler de var.
Yaşayıp göreceğiz.

***

Unutarak, dikkatimizi dağıtarak, her seferinde tek bir yere odaklanarak hiçbir yere varılmaz ki...
Şimdi bütün medya Lübnan'ı aktarıyor.
Beyrut'tan haberler akıyor...
Tel Aviv'den bağlantılar yapılıyor...
Gazze nerede peki?
Gazze'de ne oluyor?
Dikkat alanımızdan çıktı mı?
Hafızanın kuytu raflarına aktarılmak üzere hazırlık mı yapıyoruz?

***

Mırıldandı: "Boşluk büyüyor; çukur genişliyor; hepimiz düşüyoruz."

***

TV açık...
Bir bankanın genel müdürüyle röportaj yapılıyor.
Şu sözü kulağıma çalınıverdi: "Ekonomik kriz önemli değil, biz ekonomik krizleri kolay aşıyoruz."
Bankalar için sorun yok tabii, onu biliyoruz.
Lakin baktım ki, toplumdan söz ediyormuş; ülkeden söz ediyormuş...
Üzerinde öyle bir rahatlık, fena hâlde hafife alma tavrı var.
İnsan böyle şeyler söylerken bir sokağa çıkar, etrafa bakıp sorar falan...
Ama yüksek duvarlı malikânenden sürücülü taşıtla çık, gökdelendeki toplantı masana geç, otur tahlil yap...
Eh, sonuç böyle oluyor.

***

Sorarsanız, Üsküdar meydanını düzenliyorlar.
Nasıl?
Yürünmüyor, karşıdan karşıya geçilmiyor; insanlar birbirine çarpıyor; yürümek ıstıraba dönüşmüş...
En kalabalık sokaklardan Uncular'ın girişine zabıta demir parmaklıklı engel koyuyor mesela...
Niye? Anlaşılır gibi değil.

***

Açlık ve tokluğa dair eski nesillerin kavrayışı ve disiplini unutuldu.
Şimdi sadece iştah var.
İştahsızlar ve çok iştahlılar...
Ölçü bu...
Ve hiç DOYMUYORUZ.