Tamam! Sosyal medyasız olmaz.
Yapamayız...
Geçti Bor'un pazarı; zaten eşek falan da kalmadı...
Hiç değilse nasıl bir yerde olduğumuzu bilelim!
Sosyal medya ya uyutuyor ya da kaygılarımızı, korkularımızı, haset ve nefret gibi en aşağı duygularımız uyandırıyor...
Sosyal medyada geçirdiğimiz vakit bizi
"hasta" eden bir enformasyon ve manipülasyon rüzgârına dönüşüyor...
Peki rastgele mi oluşuyor bu atmosfer?
Kritik nokta burası...
Artık eminim;
çok planlı, kurgulanmış ve maksatlı bir zihin saldırısına
maruz kalıyoruz.
***
Sosyal medyaya geleneksel medya da ayak uydurunca HİPNOZ büyüyor.
Nasıl mı?
Bir noktaya çok odaklanmak, bakmamız gereken pek çok noktaya körleşmektir; hem aşırı odaklanma hem de kaotik gevezelik giderek hipnoza dönüşür...
Mesela...
Ayşenur Ezgi Eygi'yi uzun uzun konuşmalıydık; konuşamadık; hatta üzüntümüz boğazımızda düğümlendi
kaldı...
Onu başından vurduğunda sevinç çığlıkları atan keskin nişancı siyonist katil buna da seviniyordur.
***
Acil gündeme dair sorum şu:
Ne zaman siyonizm propagandası yapmak suç kapsamına alınacak?
***
"Sadece ve durmaksızın tartışacak kadar sersemleşmiş insanlar"dan söz etmişti Elias Canetti.
Bu tanım artık olup biteni tarif etmeye yetmiyor.
Sadece ve durmaksızın tartışacak kadar
manyaklaşmış insanlar demek gerek...
***
Tonla laf kalabalığı ve bitmez tükenmez tartışmalar...
İletişim değil bu...
Anlamak ve anlaşmak hiç değil...
Bağırıp çağırarak tartıştıkça birbirimizden kopuyoruz, farkında mıyız?
***
Birini ya da bir olayı anlamak istiyorsanız, şunu bilin ki, önce sakin bir
kafaya ihtiyacınız var.
Ve cesarete...
Öyle ya, bazı şeyleri anlamaya başlayınca alışkanlıklarımız altüst olacak ve belki de doğru bildiğimiz birçok şey yeniden tanımlanacaktır.
Anlamak istiyorsanız, konfordan vazgeçin, sarsılmayı göze alın!
***
Keşke ağız ve fikir dalaşından medet ummak yerine doğru düzgün sohbet edebilseydik!
Birbirine kulak vermeden basmakalıp yargılarını değiş tokuş edenlerden olmanın saçmalığını anlasak keşke!
En son ne zaman hakkıyla sohbet ettiniz?
Sohbet, tarafların birbirine saygı duymasıyla mümkün...
Terk ettiğimiz şey bu mu yoksa?