HAŞMET BABAOĞLU

Haftanın notları: Bardağı taşıran damla

Yan yana gelen, aynı havayı soluyan, birbirine dokunan insanlar...
Yakınlık, ilişki, bir arada olmak...
Muhabbet...
Toplanma...
Sosyal güç...
Virüsler bunu sevmiyor.
Birileri de tam bu yüzden virüsleri seviyor olabilir mi?

***

Gündüzleri idare edebiliriz...
İş güç, medarı maişet motoru, koşuşturmaca, itişmece...
Bin türlü uyaranın zihnimize hücum ediyor olması falan...
Fakat geceleri bütün Gazzeli çocuklar rüyalarımıza gelecek...
Gözlerimizin içine içine bakacaklar...
Uykularımız dağılacak...
Çok geç!
Kaçışımız yok artık...

***

Mahmud Abbas'ın Meclis'te konuşması diplomatik bir manevraydı, net!
Devletler seviyesinde anlamlı, insanlar ve kalp seviyesinde sıkıntılı bir manevra...
Çevreme baktım, Abbas'a saygı duyan tek bir kişi bile bulamadım...
Şimdi de Meclis'e Gazzeli bir yetimi davet edip konuşturmanın tam zamanıdır.

***

Çok zaman önce Lars Von Trier'in Melancholia filmi üzerine bir yazımda şöyle bir not düşmüşüm, eski defterleri karıştırırken gördüm: "Dünyanın sonu nasıl gelecek? Yok canım bir şeycik olmaz diye diye gelecek. Gitgide körleşen ve kibrinden yanına yaklaşılamayan aklımızın yaklaşan kıyameti görmesi mümkün mü? Yaklaşmakta olanı fark edenlere de meczup gözüyle bakıyoruz."

***

Biri köpeğine Lilith adını vermiş...
Pandemi döneminin aşı hayranı meşhur hekimi de bayılmış buna, sosyal medyadan alkışlar yağdırıyor...
Bu nasıl karanlık bir zihin salgını...
Ne tür bir toplum olduk biz?
Zihinleri nelerle dolduruyorlar?
Doğrusu, insan şaşıp kalıyor...
Neden mi?
Anlatayım...
Lilith, kadim Yahudi inancında bir tür cindir.
Bazı Mezopotamya inançlarında kız çocuklarını öldüren tanrıçadır. Tevrat'ta geçmemesine rağmen birçok Yahudi ezoterik metninde Âdem'in önceki eşi olarak tanımlanmıştır.
Anlayacağınız, Lilith inanç kültür tarihinin en karanlık sayfalarından biridir.

***

Tom Robbins'in Sirius'tan Gelen Kurbağa romanından bir alıntı: "Bardağı taşıran o son damlada bir şey vardı sanki... Olağan ama yine de gizemli, aptalca ama yine de çok derin bir şey; ufacık ama çok saf bir şey... Ve sen bir daha asla eskisi gibi olamayacaksın."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.