Kimse kusuruma bakmasın!
Kayseri'deki çirkin
olaylara karışanların çoğunun sabıkalı tacizci veya hırsız olmasıyla oyalanamam...
Hatta içlerinde kamyonla göçmen kaçakçılığı yapan herifler olması gerçeğine de şaşıramam...
Böyle olaylarda her zaman başı lümpenler, ipsiz sapsızlar ve kışkırtılmış gençler çeker zaten...
Geçen yüzyılın tarihi bu türden olaylarla dolu...
Onları kim kullandı; kim kullanıyor?
Bahsedecekseniz, bana bundan bahsedin...
Geleceğin muhtemel "Kahverengi Gömlekliler" organizasyonunun çerçöpünü anlatmayın...
Onları organize eden "Stabschef" Ernst Röhm kim?
Röhm'ü piyasaya süren ilişkiler ve siyasi proje ne, bunları anlatın...
***
Hatırlatmam gerekiyor, sanırım...
Geçen yüzyılda
Nazizm lümpen gençlerin saldırgan dürtülerinin organizasyonuyla sahaya çıkmıştı...
Havalı bir ad da verilmişti: Sturmabteilung; yani "Fırtına Birliği."
En göze çarpan liderleri Ernst Röhm'dü...
O kadar havaya girmişti ki...
Hitler iktidara geldikten kısa süre sonra Röhm ve arkadaşlarından rahatsız oldu.
Hep böyledir bu işler!
Ortadan kaldırılmaları için karar vermek de zor olmadı; çünkü Kahverengi Gömlekliler serseriydiler, ahlaksızdılar ve kanun dinlemiyorlardı.
Meraklısı sonun nasıl geldiğini Google'dan öğrenir.
"Uzun Bıçaklar Gecesi"ni beyazperdeye aktaran filmler de var.
***
Global medyanın
"yaşam tarzı" üzerine odaklanan yayınları giderek
"yaşam azabı"na dönüşmeye başladı...
Ondan kork, bundan endişe et, şunu hayatından çıkar, bunu çöpe at...
Sosyal medya da bu haberlere bayılıp çoğaltıyor.
Şimdi de evlerin havasını kirleten şeylere taktılar...
Birinci sırada evin havasını temizlesin diye satılan aygıtlar var. "Purifier" denilen bu aygıtlar havaya aktardıkları kimyasallar yoluyla sağlığımızı tehlikeye atıyorlarmış.
Güler misin, ağlar mısın!
İkinci sıra duvar boyaları ve mobilya cilaları...
Hepsi ev havasını zehirleyici kimyasallar taşıyormuş.
Uzmanlar
"Bunları unutun" diyor.
Zaten artık çok masraflılar; ben unutmaya varım!
***
Yalnız şundan da eminim:
Sürekli sağlıktan bahsetme hâlimiz hiç sağlıklı değil...
***
Eskiden insanın
"çile"sinden konuşurduk.
Şimdi ne zaman iki çift laf etmeye otursak...
Sağlığımızı tehdit eden şeylerden konuşuyoruz.
Bir tür paranoya çizgisi bu; deliriyoruz.