Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek?
Biliyorsunuz...
İmamoğlu'nun İstanbul'da Alman Cumhurbaşkanı'nı karşıladığı sıralarda Ankara'da CHP Genel Başkanı Özel, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmenin yollarını aradı ve buldu.
Gelecek hafta uzun uzun görüşecekler.
***
Özgür Özel dış görünümünü baştan aşağı yeniledi...Yıllardır buna hiç önem vermeden siyasi kariyer peşinde koşan biri şimdi bunu niye yapar?
Niye dinç, enerjik bir imaj kazanmak ister?
Şöyle...
Birincisi...
CHP'nin bugüne kadar ulaşabildiği hedeflerden daha ötesini denemeye çalışacağı için...
İkincisi...
Yeni ve genç seçmen kitlesinin "ajans" çalışmalarından; yani imaj üzerine bindirilmiş hikâyelerden etkilendiğini gördüğü için...
Üçüncüsü...
Kimse seslendirmedi ama Özgür Özel yerel seçimlerin Anglosaksonların deyişiyle "game changer" karakteriydi; yani "oyunu değiştiren" oldu.
Şimdi Özel'in yeni dalganın üzerinde sörf yapmak istemesi normaldir.
***
Demek ki, sormak gerek...İki ayrı CHP'nin yolları mı inşa ediliyor?
CHP için iki tür gelecek arayışı mı var?
Önümüzdeki günlerde CHP'de iki ayrı "ajans" çalışması (yani "siyaset pazarlama" yöntemi) mı yürütülecek?
CHP genel başkanlığı, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu çizgisine göre daha "içeriden" ve yerli bir yol mu seçecek?
Mahmut (Övür) kardeşim gibi doğrudan şöyle de sorabilirim: "CHP'de İmamoğlu vesayeti bitti mi?" Bu sorular çok anlamlı...
Ama cevaplar için çok erken...
Şunu da hatırlatayım...
Yakın siyasi tarih CHP için ciddi bir tedirginliğe kapı açıyor...
Malum, 1989 yerel seçimlerinde SHP çok ciddi bir zafer kazanıp herkesi şaşırtmıştı.
Lakin bu başarıyı 1991 seçimlerine taşıyamadı, üçüncü parti oldu.
***
Belli ki...
Yaz mevsimi ne iktidar partisi için ne de ana muhalefet için bir tatil dönemi olacak...
Daha çok siyasi "mayalanma" diyebileceğim bir hazırlık safhasına tanık olacağız.
Sonbahar ise partiler içinde nihai hesaplaşmaya ve gerçek yeni dönemin başlangıcına sahne olabilir.
AK Parti'deki durgunluk nasıl aşılacak, onu ayrıca tartışmak gerek tabii...
***
NOT DEFTERİ
Bu saati sana zamanı hatırlayasın diye değil, ara sıra onu bir an unutasın ve soluğunun hepsini onu elde etmek için harcamayasın diye veriyorum. (W. FAULKNER / Ses ve Öfke)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)