Geçiştirilen geçmiş ve gelecek
Uykudan uyanmak istemiyorsanız...
Davul çalmak fayda etmez...
Hele zihninizin uyanışıysa mesele...
Dünyaya ve yaşadıklarınıza; daha doğru deyimle size "yaşatılanlara" bakışınızdaki sarhoşluğa son vermeniz gerekiyorsa...
Battaniyenin konforunu terk etmek zordur.
Uyanmak, anlamaktır çünkü...
Toparlanmaktır...
Cesaret ister...
***
Söyleyin bana...Ara ara durup Kovid pandemisinde yaşadıklarımıza dönüp bakıyor musunuz?
Yetkili, yetkisiz siyasetçiye...
Kraldan daha kralcı bürokrata...
Markette kasa kuyruğunda kendisine bir buçuk metreden daha yaklaşıldığı için ortalığı ayağa kaldıran sıradan vatandaşa...
Hani o günlerde...
Daha ilk öksürüşünde hastayı hemen yapay solunum cihazına bağlamaya kalkışan hekime...
Motosiklette giderken maskesini takmadı diye kuryeye yüzlerce lira ceza yazan polis memuruna...
Twitter'da Sağlık Bakanı'na hitaben "Üçüncü aşımızı da olduk bakanım" diye yazıp takipçilerine hava atanlara...
Soruyorum...
2020 veya 2021 yılında tam bugünlerde yaşadıklarımıza bir daha göz gezdiriyor musunuz?
***
Her şey gelip geçecek; hatıralar yerine unutuşlar mı birikecek?Oysa dünyanın dört bir yanında tüketici hakları dernekleri ve meslek örgütleri birleşip aşılar ve Kovid tedavi politikaları hakkında birbiri ardına davalar açıyorlar...
Aşı üreten şirketlerin CEO'ları, ürünlerinin yol açtığı rahatsızlıklar üzerine ifşalarda bulunuyorlar...
Bizde?..
Bizde tık yok!
Geçmiş, nasıl da çarçabuk "geçiştiriliyor" bizde...
***
Hatırlıyor musunuz?..Nisan ayında sokağa çıkma yasağı vardı. Sadece hayvancılık ve tarımla uğraşanlar muaf tutulmuştu.
Dört yıl önceydi topu topu ama çok uzak ve hayal meyal bir hikâyeymiş gibi anlatanlar var, şaşırıyorum.
Ne yaşadık biz?
***
Küreselci oligarşinin kulak tırmalayan düşünür ve sözcüsü Yuval Noah Harari ne diyor şimdi?
"Kovid pandemisi insanlığın dönüşümünde kritik virajdı; böylece bütün dünyaya biyolojik gözaltı kabul ettirildi. 21. yüzyılda Stalin yaşasaydı, böyle yapardı."
Umursadık mı bunu?
Cevap vermeyin ne olur, duymak istemiyorum!
***
KISA BİR ARA
Kaleme almaya söz verdiğim zor bir makale için günlük yazılarıma iki günlüğüne de olsa ara vermem gerekecek...
İzninizi istiyorum.
Pazartesi bu köşede görüşmek üzere...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)