HAŞMET BABAOĞLU

Bilmiyor muyuz sanki!

Bu düzenin süremeyeceğini; bizim tarafımızdan sürdürülemeyeceğini; bu türden becerilerimizin çoktan kaybolduğunu nereden anlıyoruz?
"Sürdürülebilirlik" teriminin moda olmasından tabii ki...
Ekranlara çıkan işadamlarının, ünlülerin ve çaresiz uzmanların yerli yersiz "sürdürülebilirlik"ten söz etmeleri gerçeği anlatmıyor mu?

***

Yazın duvarlara...
Sürdüremeyeceğiz...

***

Aslına bakarsanız, bu düzen sürdürülmeyi zaten hak etmiyor...
Ama sorun şurada...
Bütün bunlar global oligarşinin bir pazarlama taktiği...
Sürdürülebilir teknoloji, sürdürülebilir sanayi, sürdürülebilir çevre...
Sürdürülebilir hayat...
Dikkat edin, hiçbiri yaşanmıyor ama hepsi satın alınabiliyor.

***

Ancak SÜRÜNDÜRÜLEBİLİR kitleler varsa, sürebilen bir düzeni bizden böyle saklayacaklarını sanıyorlar.

***

Sevgilerini sürdüremeyenler...
Sadakat kavramını yerlerde sürükleyenler...
Bugün arzuladıklarını yarın unutanlar...
Bu tipler yeryüzünü "sürdürülebilir" kılabilirler mi?

***

Sıfır hürriyet ve irade...
Sıfır şuur...
Ama yaşasın sıfır karbon!
Nasıl yalan bir dünya bu...
Güldürmeyin beni!

***

Nasıl seveceğiz birbirimizi?
Nasıl güveneceğiz birbirimize?
Sevmenin adı kötüye çıkmış bir kere...
Güvenmek gizliden gizliye "yenilgi" sayılmış...
Sevebilir, güvenebilir miyiz?

***

Hiç rasyonel aşk hikâyeleri anlatmayın bana...
İlk bakışta aşk var.
Bal gibi var...
Bir de en son bakışta aşk var.

***

Bir zamanlar Ayvalık'ta bir sokakta şöyle bir duvar yazısı görmüştüm:
"Seveceksen sev aşkım." Öyle olmaz.
Geçmiş olsun genç adam!

***

Şiddetle merak ederiz; bazen açık açık, bazen gizlice merak ederiz.
Neyi mi?
Gerçekten sevilip sevilmediğimizi...
Ne kuşları ve çiçekleri, ne banka hesaplarımızın geleceğini, ne izlemeye başladığımız dizinin son bölümünü bu kadar çok merak ederiz...
Bilmiyor muyuz sanki sevilip sevilmediğimizi...
Biliyoruz ama emin olmak başka bir seviyedir.
Dindirebilir miyiz bu merakımızı? Hayır.
Belki "Asla" bile diyebilirim ama yazıp okuyunca insanın kalbi kırılıyor.
Çözüm?
Sevmeye, sevgine odaklanmaktır.
Sevilmek, bozar zaten insanı...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.