"
Bir anlık öfke" diye bir şey yok...
Zorbaların, katillerin, psikopatların duruşmalardaki "iyi" hâllerine kanmanın da âlemi yok!
Sözünü ettikleri bir
"an"ın
upuzun bir geçmişi ve hazırlığı var.
***
Öldürücü ve ısrarlı şiddet, bazı safların sandığının aksine
"öfke kontrolü zafiyeti" falan değildir; zamana yayılmış bir birikimin ve mizaca çoktan nüfuz etmiş "kötülük dürtüsü"nün sonucudur.
***
Üzerinde durmaya değer soru...
Bir önceki seçim kampanyasında dile getirip afişlerini yaptırdığı vaatleri
bugün "hatırlamayan" bir politikacı yarın neleri unutur?
***
Bunlarla oyalanamam!..
Kendimi kandıramam!..
"ABD'nin İsrail politikasında çelişkiler var"mış...
"Netanyahu, Biden yönetimini köşeye sıkıştırıyor"muş...
İlle de konuşacaksak, bu konuyu...
Bana önce İsrail'in askeri havaalanlarına inen Amerikan mühimmatlarından ve BM Güvenlik Konseyi'ndeki ABD vetolarından bahsediniz.
***
Şu
"yeşil dönüşüm" meselesi önümüzdeki dönemde devletlerin başını çok ağrıtacak ve bu sürece dair bütün yaldızlar dökülecek.
Çünkü
küreselci oligarşi karbon emisyonlarının düşürülmesi yoluyla (tıpkı bir virüs yoluyla yaptıkları gibi) hayatımızı hizaya sokmak istiyor.
Malum, Yeni Dünya Düzeni için önce disipline girmiş halklar gerek...
Lakin Avrupa bile ciddi bir ekonomik krize doğru ilerliyor ve devletler yeşil yatırımlardan vazgeçmeyi düşünmeye başladılar.
Yakın bir zamanda bir lider çıkıp
"Başlarım şimdi sizin sürdürülebilir dünyanıza!" bile diyebilir.
Çok net! Uyduruk
"yeşillenmeler"le de sürdürülemiyor bu dünya!
***
Geçen gün bir kanalda iftar programını izlerken dondum kaldım. Sunucu,
"Hepimiz esas kariyer planımızı yapmalı, yani ahiret hayatımızı düşünmeliyiz" dedi.
İyi niyetle ve çağdaş bir espri yaptığını düşünüyordu, eminim ama bilmek gerek, bu türden terimlerin dini sohbetlere ithali çoğu zaman manevi tasavvurlarımızın erozyonuna yol açıyor.
Tamam,
"kariyer" kökünde "güzergâh, tutulan yol" demekten geliyor ama kullanım alanı belli; meslekler, uzmanlık, iş hayatı...
Terim, o alanın bütün çamurluklarına bulanmışsa, mecaz için kullanırken
titizlenmek gerek.
***
Yıllardır ilk defa iftar sonrası saatlerde tenha bir İstanbul görüyorum.
Çaylar mı?
Belki de artık kafelerde değil de, çay ocaklarında içmeli; oralarda nispeten ucuz ve tavşan kanı çünkü...