HAŞMET BABAOĞLU

Şimdi size yollardan ve aşktan söz edebilir miyim? İmkânsız!

"Hep yanındaydım...
Şu an havaalanı yolunda olduğu gibi...
Yol uzadıkça uzuyordu sanki...
Bir yandan da içimdeki ses, 'Çek kenara, dur ve son kez sor; bizim için bir şans var mı hâlâ?' diyordu.
Ama ben bunu sormak yerine her şey normalmiş gibi dünyadan söz ediyordum.
Çünkü sen dünyadan söz edilmesini çok seviyordun.
Öyle ya, kadınlar yeryüzünde 'Keşifler Çağı'nın kapandığına inanmıyorlar; onlar için dünyadan söz etmek demek, fal tutmak, hayal kurmak gibi bir şey."

***

Çekmecelerimi karıştırma dönemimdeyim yine...
Toza bulanmış mavi dosyalarda eski Yeni Yüzyıl, Yeni Binyıl, Sabah yazılarımdan kesilmiş kupürler çıkıyor karşıma; eski hikâyeler, denemeler...
Yukarıdaki satırlar da onlardan birinden...
Bu pazar onlardan mı söz etsem, bilemiyorum.
Ama dünyanın yeni huzursuzluğu buna izin vermez; her şey gitgide daha çirkinleşiyor ve "insan"ın hâli fena...
Bir iğde ağacının altına şilte atıp "İskenderiye Dörtlüsü" okuduğum o güzel günleri anlatayım diyorum...
Sonra "Ne anlamı var?" sorusu gelip yapışıyor.
Öyle karılmış bu gezegendeki hayatın harcı; geçmesin, öfkesi dursun, yası sürsün dediğimiz neler neler gelip geçiyor...

***

Al işte!
2000'lerin başından bir defter sayfası çıktı karşıma...
Şöyle yazıyor...
"Herkesin birbirine şen şakrak bir edayla ihanet borçlarını hatırlatıp kefaretini aradığı ve kimsenin denize girmeyi düşünmediği beach'lerden bunalmıştım.
Günün solduğu bir saatti.
Arabama bindim, farları yaktım. Şöyle bir durup zeytin ağaçlarının arasından kıvırılarak uzanan yola baktım.
Dedim ki, kendime, geride kalanlar, artık kesinkes geride kalacak!
Gaza bastım.
Yol uzun sürecekti..."

***

Sardunyalardan, iğdelerden, ikindi vakti her yana yayılan dağ kekiği kokusundan bahsedecektim daha...
Fakat henüz ekim sonunda size bahsettiğim Gazze halkını Sina Çölü'ne sürme planı uygulanmak üzere...
Dünya yeni fark etti planı...
Katiller bunun için Refah'taki bir buçuk milyon Filistinliye saldırırlarsa ağzımızı açacak hâlimiz olmaz!

***

Artık haberlere odaklanmalıyım.
Ama söyleyin bana...
Derin bir mahcubiyetin yıkımını iliklerimize kadar hissetmeden...
Tek bir zeytin tanesinin tadını alabilecek miyiz bir daha?
Önümüzdeki yaz mesela...
Karpuzun tadı olacak mı?
Asla!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.