Lüks sitelerle dolu bir mahallenin içinden geçiyorum.
Çam Konakları, Gül Villaları, Seçkin Evler, vd.
Güvenlik girişlerinin önünde böyle yazıyor.
O sırada fark ettim; arada bir sokakta şöyle bir tabela var: "Hz. Ali Camisi'ne gider..."
Yok canım! Bir yanlışlık olmalı!
***
Bir emlak ilanı...
"Doğa ve şehirle bütünleşen büyüleyici deneyim."
Yerine baktım; Etiler'deymiş.
Doğa'nın en son 15 yıl kadar önce göründüğü semt.
Üç beş ağaç ve parka doğa demiyorsak tabii...
Ya şehir?
Yok öyle bir şey.
Şehir çoktan kayboldu. Kent var ve o bambaşka bir doku.
"Büyüleyici deneyim" ne peki?
Uzaktan Boğaz manzarası ve lüks daireler...
Hah işte! Şimdi anlaşıldı...
***
Unutuş bir tür uyku mu?
Öyle...
İyisi var, kötüsü var.
Ağır olanı var, hafif olanı var.
Ve her hatırlayış, bir tür uyanış.
***
Affetmek...
Çoğumuz bunun aktif bir merhamet ve iyilik eylemi olduğunu anlayamıyoruz.
Unutmayı affetmek sanıyoruz.
Ama şu da var...
Affetmemek haktır.
Yarayı kaşıyıp durmak olarak değil elbette...
Bir kararlılık hâli olarak...
Direnç olarak...
İyilikten yana, kötüye karşı bir taraf olarak affetmemek...
Kötülük anlaşılır ama anlayışla karşılanamaz.
***
Geçen gün küçük bir masal kitabı aldım.
Hediye...
17x15 cm boyutunda, avucumun içinde kaybolan şirin bir kitap.
169 lira...
Sonra geri döndüm, uzun zamandır bakmadığım masal kitapları, çocuklar için resimli kitaplar bölümüne göz attım. Fiyatlar dehşet! Çoğunluğu 250 lira civarında...
Anne babaların hâlini düşündüm.
Çocukların masal kitapları bile sınıfsal gerçekliğin altını kalın çizgilerle çiziyor artık ve bunu hiç konuşmuyoruz.
Kalem, defter vesaire fiyatlarını hiç açmıyorum. Uçurum büyüyor ve biz susuyoruz.
Olmaz!
***
TV haber kanallarının her gece ekranda boy gösteren yorumcuları bazı kalıpları çok seviyorlar...
Mesela son zamanlarda "Yönetilemeyen bir ABD var karşımızda" deyip duruyorlar.
Bunu muazzam bir "tespit" gibi gerinerek dile getiriyorlar.
"Yönetilemeyen ABD" dedikleri ülke her gün biraz daha dünyaya şekil veriyor.
Problem şu...
Biden'ı gerçekten ABD Başkanı sanan, politika sahnesini hegemon gücün "yönetim odası" olarak gören adamlar uzman(!) yorumcu oldular; günlerimizi onların patırtısıyla geçiriyoruz.