Haftanın notları: Her şey çok manidar!

Başlığa bak!
"Herkesi fazla düşünmenin verdiği zarar: Hiper Empati Sendromu!"
Bir büyük yayın kuruluşunun internet sitesindeki haber böyle sunuluyor.
Öyle günlerde yaşıyoruz ki, insan ne görse şüpheleniyor, manidar buluyor...
Görüş veren psikoterapist, "Zor durumda kalan insanları anlamak ve onlara yardımcı olmak isteriz ama bunun sonu yok" diyor.
Ardından da şöyle bir cümle: "Kimi zaman bir aile üyesidir o anlamaya çalıştığımız kişi, kimi zaman da uzak coğrafyalarda güç şartlarda hayata tutunmaya çalışan insanlar..." Aklıma Gazze geliyor, Yemen geliyor, daha nerelerde çile çeken, acı çeken insanlar geliyor.
Yani ne demek istiyor bu haberi yapanlar; "uzatmayın!" mı demek istiyorlar?
"Gazze'yle çok haşır neşir olmak, hislerinizi Gazze'ye iliklemek size zarar verir" mi demek istiyorlar?

***

Davranışsal bozukluklar üzerinde uzmanlaşan psikoloji her geçen gün halkımızın "uydur uydur ebegümeci" deyimine uygun bir hâle bürünüyor.
Yahu daha dün empatiyi övüyordunuz...
Dibine kadar empatiden yanaydınız hani...
Şimdi işler sarpa saracak, dünya yanacak ya...
Empati duygusunun tehlikelerini keşfettiler; herkes işine baksın, başka insanlara karşı duyarlıklar çizgiyi aşmasın istiyorlar.
İşe bak!

***

Romantizm...
Her gün, her saat biraz daha erozyona uğrayan terim...
İnsan şaşırıyor: Nasıl oldu da tutkuyla çekilmiş kılıçla başlayıp masanın üzerinde yanan kalp biçimindeki uyduruk muma kadar gelindi?

***

Romantik, romantik diye yüceltip duruyorsunuz ya...
Gerçek bir romantik günümüz insanı için asap bozucu bir tiptir.
Çünkü bütün varlığı özleme adanmıştır...
Memleketini, dostluğu, sevgiliyi, geçmişi ve en çok da bir türlü gerçekleşemeyen "idealler"i özleyip durur.

***

Hazar Ergüçlü'nün şu sıralarda dijital ortamları kırıp geçen erik dalı dansı beni pek ilgilendirmiyor...
Ama bir bankanın şu sıralarda gösterilen reklamında bütün müşterilerini oyuna kaldırmasını özellikle üzerinde durmaya değer buluyorum.
Banka reklamlarının müşterilerinin zekâsını ve duygularını hafife almasına, hatta horlayıcı yaklaşımlarına alıştık...
Korkarım ki...
Bir kredi kartının tanıdığı küçücük kazançlar için şimdi fabrikada, plazada, dükkânda göbek atıp gerdan kıran müşterilerin, daha sonra başına gelecek var!