Haftanın notları: En çok korktukları şey...
Çok tanıdık, değil mi?
Filistinli çocuklar eğitilmeli diyorlar; ABD'de temel eğitimin zayıflığından yakınıyorlar, Afrika'daki eğitimsiz kitlelerin dünyanın başına yeni dertler açacağını iddia ediyorlar...
Biliyorlar çünkü...
Kitleler "eğitim" yoluyla yenilip teslim alınabiliyor.
***
70 küsur gündür dünyanın egemenleri en çok korktukları şeyle yüzleşiyorlar...Başlarına bombalar yağarken Gazzeli yetimler "Allah bize yeter!" diyor ya, ondan bahsediyorum. Çünkü tam o noktada "aydınlanma" rejimlerinin karanlık gücü yerle yeksan oluyor; bütün havaları sönüyor.
***
Elektrikli otomobillere "akıllı araç" deniyor ya, sürücüler bunu kendi akıllarının uzantısı olarak anlıyorlar.Hayır, o "akıl"ın seninle ilgisi yok arkadaşım!
Bak, mesela çoluk çocuk bir kuyrukta beklemek zorundasın. Bunu hesap etmemiştin ama oldu bir kere! Hava buz. Elektrikli otonun klimasını çalıştırıyorsun. Araç "Bataryaların sağlığı için klimaları kapatıyorum, en yakın şarj istasyonuna kadar enerji tasarrufu yapacağız" diyor.
Paltoları, montları giyiyorsun, müziği açmaya bile korkuyorsun ve artık rotaya sen karar veremiyorsun, araç karar veriyor.
***
Şimdi nereden nereye...Çok eski bir yazımın başlığını severim: "Yüzün Senin Benimdir." Hâlâ aynı kanıdayım...
Başka her şeyi ancak beğeniriz ama SADECE yüzü severiz.
Yüze güveniriz; yüzlere söz veririz.
Güven veren de, ihanet eden de (aslında kişilikler falan değil) yüzlerimizdir.
***
Doğru söylüyor o düşünür: "Başkası, her şeyden önce yüzdür."İlişki, yüzle kurulur.
Özlem de yüze özlemdir...
Sır varsa eğer, o da yüzde saklıdır.
***
Yüze çok yakın duran ve bazen onu tamamlayan veya şaşırtıcı biçimde aşan tek güç merkezi sestir. Üstelik yüzlerimiz tanışmadan ısrarla kaçarken, seslerimiz yakalar, tanışır, tanır, bağlar, bağlanır.***
Demirkubuz'un "Hayat" filmini izlemeye gitsem mi, yoksa yine açıp "Kader" ve "Masumiyet" filmini mi izlesem? Onların üzerine tanımam çünkü...***
Yıllar sonra yine gece yarıları açık fırın görünce durup içeri dalmaya başladım...Yeni çıkmış taze ekmek kokusu içimdeki bütün hayat kırgınlıklarını alıp götürüyor; hele sabah için tezgâha yerleştirilmeye başlanan simitler, ay çörekleri, vd.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)