Haftanın notları: Önce klişeleri terk edelim!
Asıl mesele Netanyahu falan değil...
Bakın, geçen gün ne oldu?
Sözde adil haberciliğin sivil toplum kuruluşlarından Sınır Tanımayan Gazeteciler grubu, 2023 raporunu açıkladı. Rapora göre 2023'te 45 gazeteci öldürülmüş. Bunu uzun yıllardır görülmüş en düşük rakam olarak değerlendirmişler.
Namussuzluk resmen!
Sadece Gazze'de iki ay içinde öldürülen gazetecilerin sayısı bu rakamın iki misli...
"Global İsrail" dediğim bu işte!
Özgürlükçü kuruluşum, şöyleyim böyleyim, hepsi hikâye oluveriyor. Gözünün içine baka baka gerçeği ifade etme özgürlüğünü elinden alıyor, manipüle edip uşaklaştırıyor.
***
Finike'den portakallar, limonlar, narlar geldi.Narı elime aldım, uzun uzun baktım.
Hep "iç güzellik" denen şeyi hatırlatmıştır nar bana...
Ama bu kez gövdesindeki açık kızıldan bordoya doğru ilerleyen o renk yelpazesine vuruldum, aldım karşıma koydum, uzun uzun baktım.
Tabii narın meyvesi mi, çiçeği mi derseniz, elbette çiçeği derim.
Çünkü ilkokul çağımı odamın penceresinin önündeki cılız nar ağacının çiçeklenmesini bekleyerek geçirdim.
Nar çiçeğinin rengine öyle âşık olmuştum ki, uzun süre başka hiçbir renk gönlümü çalamadı.
***
Önce şunu bir kabullenebilsek, daha doğru bir başlangıç olacak: Spor, barış ve kardeşlik değildir. Hiç olmadı! Olamaz.Çünkü spor, tek tek ve kolektif olarak içimizdeki şiddetin yer değiştirilmesi ve yükünün azaltılması için vardır. İşlevi budur.
Kardeşlik falan değil, en iyi hâliyle uzlaşma üretir ve haşin rekabeti oyuna çevirir.
***
Futbol mu? Futbol "spor" bile değildir. Bahis ve kumar yatağıdır, lümpen üretim endüstrisidir, sosyal uyuşturucudur ama sporla ne ilgisi var?***
En çok neye üzülüyorum biliyor musunuz?Çocuklar takım taraftarlığı yüzünden kolektif keder ve sevinci hakkıyla öğrenemiyorlar.
Futbol duygularımızı kötü terbiye ediyor ve maalesef bunun farkında bile değiliz...
Takımı maç kaybettiği için günlerce yas tutan, kıytırık bir maçı kazanınca sevinçten havalara zıplayan çocuklarınızı düşünün, dediğimi anlayacaksınız.
***
İklim zirvesi röportajlarını izlerken anladım: "Sürdürülebilirlik" terimi bir düğme işlevi görüyor. Düğmeye basınca, zihniniz çalışmasını durduruyor.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)