HAŞMET BABAOĞLU

Bir düşünün bakalım!

Nasıl bir dünyaya doğru müthiş bir hızla ilerlediğimizin farkında değiliz.
Bizler günübirlik yaşıyoruz.
Devletler mi?
Onların gelecek projeksiyonları da "güvenlik" çerçevesine sıkıştı kaldı.
Mecburlar çünkü.
Olmak ya da olmamak meselesi...
Lakin "insan" hayatına dair söyleyecekleri şeyler gitgide daralıyor.

***

Küreselcilerin düşünürü ve sözcüsü Yuval Noah Harari çok yakın gelecekte "işe yaramaz insan sınıfı"nın oluşacağını iddia ediyor ya...
Yapay zekâ teknolojisinin gelişimiyle işlevsizleşecek insanlar kalabalığı hani...
Bilgisayarlar daha yüksek performans gösterdikçe, emek açısından değersizleşecek kitleler yani...
Sormuşlardı ona...
Var mı bir çözümün?
"Elimizdeki en iyi ihtimal, onları çeşitli sarhoşluklar ve bilgisayar oyunlarıyla oyalamaktır." Bunu bir arkadaşıma anlattım...
"Benim ergen oğlum şimdiden bu sınıfa katılmaya kararlı" dedi; "Oyun ekranının başından kalkmıyor, okula gitmek istemiyor ve 'Ders çalışmak gereksiz, hepsini seneye yapay zekâ halledecek zaten' deyip duruyor."

***

Diyeceksiniz ki, daha neler, öyle şey mi olurmuş?
Oysa eğitim ve öğretim "çocukları okulda kapatmak ve zaman geçirmek"ten öteye geçebilseydi ve mesela tarih dersleri, hakikaten "ders" olabilseydi, bilecektik...
Üretim ve tüketim ilişkilerindeki her çağ dönüşümü yeni sınıflar üretir.
Sanayi devrimi olmasaydı, "işçi sınıfı"ndan söz edebilir miydik?
Bu devrimin ardından aristokrasinin yüz küsur yıl içinde "müzelik" bir gösteriye dönüşmesini başka nasıl kavrayabilirdik?

***

Yapay zekâ ve robotik teknoloji yoluyla "üretim ve hizmetler" alanından çekilecek kitlelere ne olacak?
Kısırlaştırılarak ve uyuşturularak yok olmaları mı beklenecek?
İşte ürpertici soru...
Harari konu buralara geldiğinde pis pis sırıtıp geçiştiriyor.
Ama Harari'nin ülkesi İsrail'in...
Ve Harari'nin bağlı bulunduğu "küreselci merkez"in hepimizi şu veya bu yolla bir "kitlesel imha"ya hazırlamadıklarına emin misiniz?
Netflix'te, Prime'de, Disney'de sürekli pazarlanan dizi ve filmlerde ne anlatıldığını sanıyorsunuz?
Bir düşünün bakalım!

***


NOT DEFTERİ
Dipte mutlak karanlıkla karşılaşacağımı sanmıştım, oysa belli bir noktaya geldiğimde dibin ışıklı ve aydın görünüşü karşısında şaşırıp kaldım. (SUSANNA TAMARO / Her Melek Korkunçtur)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.