Konuşulmayanlar konuşulursa...
Cevap açık: Yuvarlak hesap 140 yıl kadar önce...
Ancak zamanı Birinci Dünya Savaşı hesaplaşmasına, Sovyet Devrimi'ne, ABD'nin alttan alta dünyaya ağırlık koyduğu yıllara çekmek yeterli...
***
Siyonizm iki farklı yönde hareket etmiştir:Birincisi...
Sion'da (Filistin'de) bir ulus devlet kurma hedefidir.
İkincisi ise bilenlerin ancak fısıldayarak dile getirdikleri bir gerçektir.
Bütün dünyada bir devrim...
Dünyayı Davut ve Süleyman'ın adil yönetimine kavuşturma ideali; enternasyonal sosyalizm...
***
Ne diyorsun sen Haşmet Abi?Gözlerden hep kaçırılan bir gerçeği vurgulamak istiyorum...
1917 Rusya'sında hem Şubat, hem de Ekim devrimlerinde hâkim unsur işçi sınıfı falan değildi elbette. (Olmayan proletarya nasıl devrim yapsın?) Devrimin hâkim unsuru bürokratlar, küçük burjuvalar ve Yahudi aydınlardı...
***
Biraz bilenler, diyecekler ki, "Ha evet, sonradan Stalin tarafından tasfiye edilen Kızılordu kurucusu ve başkomutanı Troçki, Yahudi'ydi."Hep o kadar bilinir, o kadarı söylenir.
Oysa...
1917'de dört büyük parti var Rusya'da; biri "Yahudi Emek Federasyonu." Onu çıkartın, geri kalan üç büyük partinin (Sosyalist Devrimciler, Bolşevikler, Menşevikler) yüzde 60'tan fazlası Yahudilerden oluşuyordu.
En etkili oldukları parti de Lenin'in Bolşevik partisidir.
Konuşulur mu bu? Konuşulmaz.
***
Tabloyu somutlaştırmak için, dönemin önemli Amerikalı gazetecilerinden Robert Wilson'ın bir kaydını aktarayım...1918'de...
Partinin St. Petersburg'daki 387 kişilik üst düzey kadrosunun sadece 16'sı Ortodoks Rus'tu...
Geri kalanlar Yahudi'ydi ve çoğunluğu da devrimden sonra ABD'den dönen aydınlardı...
Bu öyle bir tabloydu ki, W. Churchill "Yahudiler, devasa bir ülkenin hamisi haline geldiler" demişti.
***
Malum, konuşulmayanları konuşmaya başlayınca kadrajdaki portreler bir anda değişir.
Stalin mesela...
Bugün dönüp baktığınızda onun hakkında yazılıp çizilen "lanetlemeler" külliyatını asla aşamazsınız.
Eh, halkına karşı zorbalıklarıyla bunu hak etmiştir de...
Ama Sovyetler'i "millileştiren" Stalin'in tasfiyelerinin karakterinden hiç söz edilmez.
Sizce niye?
***
NOT DEFTERİ
Elli yaşımızı geçtikten sonra kendimizi hain ve karaktersiz bulmaya başlarız. (THOMAS BERNHARD / Bitik Adam)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)