Bugün, yarın, hep Filistin
Kadıköy Çarşısı'ndan söz ediyorum.
Epey bir aradan sonra oradayım...
Pislik berdevam.
Sanki belediyeler en son geçen yıl kaldırımları temizlemiş...
Ama cıvıl cıvıl olduğu kesin.
Bütün o hareketlilik içinde gözlerim bir Filistin bayrağı arıyor; Gazze'de yaşananlara dair bir işaret...
Yok! Tek bir yerde bile yok.
Ivız zıvır satanlara bakıyorum. Çantamın dış yüzeyine yapıştırdığım "Free Palestine" magnetine benzer bir şey vardır belki diye...
Unicorn rozetleri var, "Yeşil Dünya" rozetleri var, gülen emojili etiketler var; Filistin'le ilgili hiçbir şey yok.
***
Gazze'yi (sonuç ne olursa olsun) hiçbir anımızda unutmayalım.Milat olsun!
"Dünya benim" diyen hegemonların İsrailleşmiş yüzünün ortaya çıktığı bu tarihsel "moment"tan geriye dönüş olmasın artık.
İşaretlerini üzerimizde taşıyalım; üstümüzde başımızda, evimizde, işyerimizde, arabamızda, vd.
"İnsan olma"nın uygarlık yalanına karşı direnişini hep hatırlayalım, hatırlatalım...
***
Bursa'dan Uğur kardeşimle mesajlaşıyorum."Arabamda Filistin bayrağı görenler sanki bu da ne der gibi bakıyor abi" diye yazıyor; "düşün bak, Bursa..."
"Her şey medyatik hıza bağlanıyor" diyorum; "haftalar geçtikçe nasırlaşma ve unutkanlık artıyor maalesef."
Böyle içimden söylene söylene ilerliyorum Mühürdar sahiline doğru...
Karşıdan gelenlere boyunlarında belki zeytin yapraklı bir kefiye görürüm diye bakıyorum.
Sorsan, solcu semt!..
Filistin'in adı geçti mi, benim kuşağımın solcularının nabzı yükselirdi.
Şimdi ara ki, bulasın!
***
Tam o sırada yanımdan 50 yaşlarında iki adam konuşa konuşa geçiyorlar.
Emekliler, hâllerinden belli.
Şu sıralarda en perişan sosyal kesimimiz yani...
Biri diğerine diyor ki: "Azizim, Müslüman 'Bana ne!' demez." Sonra devam ediyor: "Dünyanın neresinde olursa olsun kardeşlerinin başı dertte ise dönüp bir bakacaksın!"
Geriye dönüp yanlarına gidiyorum.
Şaşırıyorlar.
"Allah sizden razı olsun" diyorum.
Kalbim anında genişliyor; nehirden denize; buralardan oralara kadar..
***
NOT DEFTERİ
Bir bahçede her şey büyür... ama önce hepsi solar; ağaçlar yeniden yaprak vermek, daha kalın, daha güçlü, daha yüksek olmak için eski yapraklarını dökmek zorundadır. (JERZY KOSINSKI / Bir Yerde)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)