Şimdi burada...
Serinkanlı biçimde bir şeyler anlatmak öyle zor ki...
Bebekler öldürülürken yazdıklarımızın ne anlamı var!
Yalan mı?
Hayır, arkadaşım! Senin "canım profesörüm" diyen övgü düzdüğün kişinin söylediği gibi
"ölmüyor" o bebekler...
İsrail tarafından hedef alınarak
ÖLDÜRÜLÜYORLAR...
***
Ama yazılması gereken çok şey var...
Görüyorsunuz,
Hegemon Batı rahat durmuyor, kuruyor, bozuyor...
Ve tarih tekrar etmek için hazırlanıyor...
***
Şimdi
"Birleşmiş Milletler nerede?" diye sorup duranlara cevabım
şudur:
"Cemiyet-i Akvam"a (Milletler
Cemiyeti) ne olduysa,
Birleşmiş Milletler de o akıbete doğru ilerliyor.
Hatırlayın...
Birinci Büyük Paylaşım Savaşı'nın yıkımının üzerine İspanyol gribi gelmiş...
Batı ülkeleri "Hadi birleşelim" demişti.
Milletler Cemiyeti öyle kuruldu;
İsviçre'de, 10 Ocak 1920'de...
Ortaya çıkan sorunları barışçı yollarla çözmek ve gerekirse çatışma bölgelerinde askerle tampon olmaktı amacı...
***
Konsey diye bir üst kuruluşu vardı Milletler Cemiyeti'nin.
Oradaki ABD, İngiltere, Fransa, İtalya'nın "hep bana"cılığı ve kibri çok kısa sürede diğer ülkeleri projeden soğuttu.
Üstüne bir de
1929'da büyük ekonomik buhran çıktı.
Sonra işler sarpa sardı.
Almanya'yı aşağılayıp diz çöktürmek için yapılmış barış antlaşmalarına dayanan bir
"birleşme"den ne beklenebilirdi ki?
Türkiye mi?
Geç girdik. Temmuz 1932'de.
İki yıl sonra da Sovyetler katıldı cemiyete.
***
İtalyanlar, Habeşistan ve çevresinde katliamlar yapıyor ama Cemiyet-i Akvam, Konsey üyesi olan İtalya'yı kınamaya bile kıyamıyordu.
Sonra İspanyol İç Savaşı (ilk büyük vekâlet çatışması ) ve Finlandiya, Çekoslovakya, Polonya krizleri geldi ama cemiyetin sesi çıkmadı.
Sonra İkinci Büyük Savaş geldi.
Hepsi size BM'yi çağrıştırıyor, değil mi?
Trajikomiktir...
Cemiyet-i Akvam'ın hukuki varlığı 1946'da son buldu.
Onca kan revan yaşandıktan sonra...
Bunlar aklınızın bir kenarında bulunsun!
***
NOT DEFTERİ
Türkiye'de aydınlar, Tanzimat'tan bu yana iki kampa ayrılmışlardır. Bunlar birbirlerinin kanına susamış olsalar bile bir tek ana noktada yüzde yüz birleşmektedirler; gerçekten kaçmada... (KEMAL TAHİR / Notlar)