Haftanın notları: Pozun kadarsın bu dünyada!

Şarkıcı, oyuncu tayfasına bir işaret çakılıyor; hepsi aynı anda kamuya görüşlerini püskürtüyor.
Lafta hepsi çok demokrat, çok Atatürkçü; aynı anda hem "dünyalı" hem de vatansever...
Ama mesela Karabağ sorunu üzerine bugüne kadar tek bir laf etmediler. Ermenistan'ın işgalci tutumuna; kardeş Azerbaycan'ın haklı davasına dair bir sözlerine rastladınız mı?
Suriye'nin kuzeyinde olup bitenler hakkında "milli" bir tutumlarını gördünüz mü?
Hayır!
Göremezsiniz...
Disney'e bile şirketten "onay" aldıktan sonra sallamaya başladıklarını anlamışsınızdır.
Hâlâ bu tayfaya laf anlatmaya çalışan medyacılar var, gülünç buluyorum.
Bütün bunlar bize "ders" olsun!

***

Geçen gün, "Bize okullarda Yalta Konferansı'nı öğrettiler ama dünya para sistemini kuran Bretton-Woods uzlaşmasından hiç bahsetmediler" diye yazdım ya...
Lise ve üniversite yıllarımı kastetmiştim...
Tarih doçenti dostum mesaj attı: "Abi, okulda Yalta Konferansı'nı öğrendiysen şanslısın!" Düşündüm, haklı! Lisedeki hocamız emekli deniz subayıydı ve o sayede bu şansı yakalamıştık.
Dostum sonra ne dedi dersiniz?
"Ben Yalta'nın adını ilk olarak yüksek lisansta duyan tarihçiler tanıyorum."
Kaç kuşak öyle bir eğitim zayiatı ki, bir daha toparlanamaz.

***

Instagram'da bir kullanıcı...
Çok dertli...
Poz veremiyormuş...
Kamerayı kendisine tutan arkadaşına bağırıyor: "Poz önerin bana yaa!" Biliyor çünkü...
Pozun kadarsın bu "dünya"da...
Neşeli olup olmadığın kimseyi ilgilendirmiyor mesela; pozun neşeliyse, dünyalar yıkılıyor.
Zengin görünüyorsan mesela, yoksulluğun bile unutuluyor.

***

Gazetedeki masamın üzerinde İbrahim'in (Tenekeci) yeni kitabı duruyor: "Hak Sahipleri: İsimler, Eserler, Hatıralar." Ara ara dönüp bakıyorum yazdıklarına...
Anlattıklarının çoğu benim de tanıdığım insanlar ve hemhal olduğum eserler...
Hemen her satırda durup kalıyorum.
Sonra "Gelip geçiyoruz işte!" diye mırıldanıyorum kendi kendime...
İbrahim kitabın girişinde yer alan "Kendini Saklamak" başlıklı yazısının sonunda şöyle diyor: "Bu dünyada, her günümüz, son günümüzdür. Fakat bu, günübirlik yaşayacağımız anlamına gelmiyor. Nihayetinde, ağaçlar gibi, kuşlar gibi, sadece dünyadan ibaret değiliz."