Böyle çalışılabilir mi?
Genç adam çalıştığı özel hastaneden, daha huzurlu yeni bir iş ortamı bulunca ayrılmaya karar verdi.
Kararını yöneticisine söyledi.
Yönetici şöyle bir gerindi, şişindi, arkasına yaslandı...
Sonra yönettiği bölümdeki problemleri, mobbing (işyerinde psikolojik şiddet) vakaları dâhil tek tek saydı.
Nihayetinde "Her şeyden haberim var" gösterisi yapmaktaydı; yönetici olduğun böyle olur, havası hani...
"Kalmanı isterim" dedi sonunda; "Kararın kesin mi?"
Buruk biçimde gülümsedi genç adam: "Yıllardır burada olup bitenleri bildiğinizi anladım; ama değiştireceğinize dair hiçbir mesaj alamadım; dolayısıyla gidiyorum."
***
Yeter yahu!
Daha kaç kez burada işyerlerinin küçük ruhlu "böyyük" yöneticilerini yazacağım?
Kaç kere daha bizim iş hayatımızı iliklerine kadar kemiren mobbing rezaletini konu edeceğim?
Sonra diyorsunuz ki, gençleri çalıştıramıyoruz!
Bir gün geçmiyor ki...
Tanıdığım beyaz yakalılardan, hizmet sektörü elemanlarından, asgari ücretli çalışma hayatı kölelerinden bu şikâyetleri dinlemeyeyim...
***
Bizde birine bir etiket, bir koltuk, bir makam vermeye gelmiyor maalesef..."İyi" insanlar bile anında zalimleşiveriyor.
Çünkü artık yönettiği bütün çalışanlar onun yeri, makamı, etiketi için tehdit...
Başlıyor çalıştığı ekiptekileri psikolojik olarak yıpratmaya...
Üzerlerinden dökülen o narsistik hâlleri ise hiç yazmayayım.
***
İşin ilginç yanı...Son yapılan araştırmalar, yönetici mobbingine en çok maruz kalanların işyerindeki en etkin kişiler olduğunu gösteriyor.
Ama o kişiyi ezmek için bahane hazır...
"Ya onun psikolojik sorunları var!"
Şimdi yazarken gülmem de geldi: Biri bana söylesin, bu devirde kimin psikolojik sorunları yok?
***
Bu durum değişmezse, hiçbir çalışan genç mutlu olmayacak; çalışma hayatı asla huzur bulmayacak.
Bir ülkenin çalışan kesiminin yüzde 60'ı asgari ücretli olur mu arkadaş?
Tabii ki dehşet bir durum.
Bari çalışma ortamlarında azıcık huzur olsun!
***
NOT DEFTERİ
Az gittim, uz gittim; dere tepe düz gittim, döndüm baktım çuvaldız boyu yol gitmişim! Sahi mi?.. Demek hayatta bize bir ömre mal olan emeklerimizin, savaşlarımızın getirdiği kazanç nihayet bir çuvaldız boyu ilerlemeden ibarettir. (SAFİYE EROL / Ciğerdelen)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)