Böyle anlayamayız
Wagner'in acımasızca cezalandırılacağını detaylarıyla anlatan uzman(!) yorumcular...
İsyancıların başı Prigojin birdenbire Rusya-Afrika zirvesinde ortaya çıkıp poz verince şaşkınlıktan küçük dillerini yutacak gibi oldular...
Üstüne Kremlin bir de açıklama yaptı: "Putin, zaten isyandan beş gün sonra Moskova'da Prigojin ve 25 Wagner komutanıyla bir araya gelmişti." Kendime de ara ara söyleniyorum:
"Çık bakalım, işin içinden çıkabilirsen!" Yahu Putin olayı "vatana ihanet" olarak değerlendirmemiş miydi?
"Ülkeyi sırtından bıçaklıyorsunuz" dememiş miydi?
***
Geçen yüzyılın başlarına benziyor birçok şey...Aydınları Fransızca konuşmayı seviyor diye Rusya'yı bir Batı ülkesi sanan Avrupalılar, 1905-1917 sürecinde olup bitenlere akıl erdirememişlerdi.
Doğu Avrupa topraklarının ruhunun "doğulu" olduğu unutulur hep...
Nihayetinde haber kaynaklarımız da geçmişte Yeltsin'in yavşaklıklarına ayılıp bayılan Batı medyası değil mi?
İşte o yüzden...
Prigojin'in, geçmişte Devlet Başkanı Putin'in aşçısı olduğunu bir istihbaratçı havasında defalarca yazıp çiziyoruz da, Putin "Gel bakayım sen buraya!" dediğinde, ayık kafalı bir Prigojin'in nasıl hizaya girebileceğini kestiremiyoruz.
Kremlin'in ilk şaşkınlıktan sonra toparlanıp rejimin zeminini pekiştirebileceği ihtimalini hiç hesaba katmıyoruz.
***
Kendi tarihimize dönüp bakarsak...
31 Mart Vakası ve Hareket Ordusu olayını hâlâ hakkıyla kavramış değiliz.
Hareket Ordusu'nun komutanlarını biliyoruz ama askerlerinin Bulgar ve Makedon çetecilerden oluştuğunu bilmemizi resmi tarih istemiyor.
Neden henüz işin başlarında Mustafa Kemal ile İttihatçıların arasına mesafe girdiğini mesela bilen kaç kişi?
Saray, Balkan çetecileriyle onlara komuta eden subayları ayırt etmeyi beceremeyince işlerin tamamen sarpa sardığını ve 1909'un Osmanlı için kalıcı bir faciaya dönüştüğü gerçeğini masaya yatırmış değiliz.
Eh, bunları hâlâ anlamaya yanaşmamışken...
Putin'in şimdi yaptığı manevrayı nasıl anlayacağız?
***
NOT DEFTERİ
"Bizi anlasınlar!" diye bakıyoruz gözlerine... "Anlarlarsa, üstümüzden atarız bu yorgunluğu, güven gelir içimize belki..." diyoruz. (KEMAL TAHİR / Yorgun Savaşçı)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)