Mutluymuş...
Tam da orada "Dünyayı daha iyi yönetiriz" falan dediler.
Şimdi oturup düşünün...
Robotlar mı yoksa onları oraya getiren "üreticileri" mi siyaset sahnesiyle dalga geçti?
Bizi eğlendirerek uyutuyorlar mı?
Yapay zekâ vesaire diye diye...
***
AI-DA'yı tanıyor musunuz?Bir TV haberinde veya Youtube'da falan görmüşsünüzdür.
Her sabah Cihangir'deki evinde uyanıp yulaf lapasıyla kahvaltısını yaptıktan sonra Fındıklı'daki atölyesine inen bir ressama benziyor.
Saçlar, makyaj, bakış, vs.
Onu bir "yapay zekâ harikası" olarak geliştiren Oxford tayfası da zaten "sanatçı" diye tanımlıyorlar.
2019'dan bu yana "yaşıyor" AI-DA; Venedik Bienali'ne bile katılmış.
***
AI-DA zirvedeki robot gösterisinde çarpıcı bir laf etti..."Duyguların derin bir anlamı var ve ben sahip değilim. Acı çekmediğim için mutluyum."
Bak sen!
Aziz dostum Enver Gülşen'in "Yapay Zekâ ve Mitleri Üzerine Kısacık Bir İkaz" adlı yazısından şu cümleyi sizinle paylaşmak isterim...
"Robot, acı çekemediğim için mutluyum derken, acı çekmenin onun için ayne'l-yakin bilinen, hissedilen, tadılan bir şey olmadığını; sadece öyle bir bilginin olduğunu ve o bilginin insan 'ilerlemesini' engellediğini buyuruyor gibiydi hükümranlarının diliyle..."
***
"Asla ne demek olduğunu bilemeyeceği 'mutluluk'u yine asla bilemeyeceği 'acının' yokluğuyla tarif etmek..."Püf noktası burası işte!
Yapay zekâ bir "bilgi işleme" yığını...
"Süper yapay zekâ"lar geldiğinde de işin özü bundan öteye gitmeyecek.
En fazla "hissediyor" gibi, "biliyor" gibi, "yaşıyor" gibi yapacaklar...
Kendi varlığının farkında olmayan ama farkındaymış gibi yapan "zekâ"lar...
Mutluymuş AI-DA...
İnanalım mı?
Ama onu üretenler bizi de acısız bir dünyanın mümkün ve iyi olabileceğine inandırmaya çalışıyorlar.
Anlayacağınız, esas istedikleri bizi robot yapmak!
***
Ha, neydi?
Sanatçıydı AI-DA.
Sanat neydi yahu?
Artık bunu en kökünden sorgulamanın zamanı gelmedi mi?
***
NOT DEFTERİ
Seni çok seviyorum ve bu hissimle övünüyorum. (KEMAL TAHİR / Notlar-15)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)