Çalışmanın büyük dünyasında ‘küçük’ insanlar
Sabah 9, gece 1'e kadar...
On bin lira...
Giyeceği siyah pantolon, ceket ve beyaz gömlek de kendisinden...
Çocuk düşündü, düşündü...
Turşusu çıkacak ama aldığı parayla ailesinin kira masrafına bile doğru düzgün katkı yapamayacak...
Sonra vazgeçti.
Doğru mu, yanlış mı yaptı, bilemiyor." Aramızdan biri çayını yudumladıktan sonra şöyle dedi:
"Restoran yöneticisi de şu saatlerde arkadaşlarına 'Gençlere iş beğendiremiyoruz' diye anlatıyordur.
Ben orada çalışmıştım abi, psikolojik şiddetin haddi hesabı yok, mesai saatleri rezalet ama sorarsan herkes haklı."
***
Malum, eş dost ne zaman bir araya gelsek, hayat pahalılığını konuşuyoruz.Ekmek nasıl aslanın ağzında, onu konuşuyoruz.
Artık işyerlerindeki çalışma koşullarının skandal niteliklerini; işyerlerini ahtapot gibi saran psikolojik taciz ve duygusal terörü (mobbing) konuşmaya bile sıra gelmez oldu...
Keşke daha önce bunları cidden dert etseydik.
Tartışsaydık, hale yola koysaydık, azıcık.
Şimdi "Yeter be, aç kalacaksam kalırım" diye işlerinden çıkıp giden genç insanlar çok eleştiriliyor ama kimse sormuyor; neden bu hale geldi, niye isyan etti?
***
Geçen gün duydum...Bir büyük şirketin bölüm yöneticileri, çalışanlarının yeni ücretlerinden (zamlardan yani) beş yüz, bin lira kesmeyi marifet saymışlar.
"Yok, o fazla, 500 lira azaltalım" diyen yöneticinin ruh halini düşünmek bile istemiyorum.
Sorsan, hepsi çok insancıl ama narsist oyunculuklara boğazlarına kadar batmışlar.
Patronun haberi var mı, yok!
Lakin küçük ruhlu yönetici bozuntuları güç egzersizi yapıyor...
***
Bu yüzden beyaz yakalıların iş terkleri de hızlandı.
Kalmak ile gitmek arasındaki fark kapandı çünkü.
Pandeminin izlerini hiç anlamadık, anlamak istemedik, şimdi olanları da anlayamıyoruz.
O çok havalı İnsan Kaynakları bölümleri var ya, yakında "kaynak" sıkıntısı çekecekler.
Konuşsak biraz bunları...
Bilmem ki, neye yarar!
***
NOT DEFTERİ
Gerçekten her şeyi elde etmek istiyoruz ve gerçekten de hiçbir şey elde edemiyoruz. (THOMAS BERNHARD / Beton)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Öğretmenler Günü (26.11.2024)
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)