HAŞMET BABAOĞLU

Dış politikada eski günler bitti

Görüyorsunuz...
Artık "Aman NATO'dur, ittifaktır, aman sonra Batı başımıza bela olmasın" diye tedirginliğe kapıldığımız günler geride kaldı.
Yanlış yapan ülke güncel tercihlerinde doğruya dönmedikçe Türkiye'nin duruşu değişmiyor.
Vilnius Zirvesi öncesi ne dedi Hakan Fidan?
"Şu anda İsveç'in çizdiği tabloya bizim olumlu bakmamız mümkün değil."
Budur!..

***

Ah nerelerden geldik bugünlere bir bilseniz...
Hani son günlerde sık sık Fransa'yı konuşuyoruz, Cezayir'i konuşuyoruz ya...
Aklıma Cezayirlilerin bağımsızlık mücadelesinin başlamasından bağımsızlığın ilanına kadar geçen süredeki berbat "çekimserliğimiz" geliyor.
Düşünün!
Fransa hapishanelerindeki dört bin Cezayirli politik mahkûma uygulanan şiddet dünyayı ayağa kaldırmış.
18 Kasım 1961'de BM'de Cezayir'in bağımsızlığını tanıma kararı alınıyor.
Oylamada Türkiye yine çekimser...
Çünkü kafamız şu sorularla meşgul o tarihlerde...
Fransa ne der?
NATO ne yapar?
Dış yardımlar azalır mı?

***

Sonunda, 8 Ekim 1962'de Cezayir bağımsız bir ülke olarak BM'ye üye oluyor.
Ne beklersiniz?
Bugünden bakıp düşündüğünüz şey 1963 yılının Şubat ayında ve binbir türlü kararsızlıktan geçerek gerçekleşiyor: Türkiye, Cezayir'de büyükelçilik açmaya karar veriyor. Büyükelçimiz ancak Temmuz 1963'te göreve başlıyor.

***

Pek bilinmeyen bir şeyden de söz edeyim...
1965'te Cezayirli bir grup gazeteci, ülkemizi ziyaret ediyor.
Onlara yöneltilen "Sokaktaki Cezayirli, Türkiye hakkında ne düşünür?" sorusuna şu cevabı veriyorlar:
"Bağımsızlık savaşımızın başlangıcında bütün Cezayirlilerin kalbinde bir Mustafa Kemal düşüncesi vardı. Ne yazık ki, kurtuluş mücadelemiz boyunca, Türkiye'den beklediğimiz ilgiyi görmedik. Kırgınlık duymuyoruz. Biliyoruz ki hükümetler çeşitli siyasal, ekonomik bağlantılar yüzünden halkın gerçek düşünce ve duygularına aykırı politikaları izleyebilirler."

***

Zaman zaman geçmişe bakıp nereden nereye geldiğimizi görmemiz faydalı olur.
Bugün Türkiye'nin dış politikası ile sade vatandaşının dünya tasavvuru arasındaki çakışma hâli çok değerli ve hakiki bir demokratik gelişmedir.

***


NOT DEFTERİ
"Sert dönemeçlerin kanunları da sert olur, dedi. Oysa daha sert kanun düşünmemeli, daha akıllı kanun düşünmeli." (KEMAL TAHİR / Kurt Kanunu)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.