Hayır! Seçmen şöyle yaptı, böyle mesaj verdi diye yazmayacağım.
Bol bol vaktimiz olacak sonra bunun için...
Anket şirketleriyle dalgasını geçenler haklı ama ondan da bahsetmeyeceğim. Hangi seçimde öyle olmadı ki? Bazı şirketlerin anketler yoluyla kamuoyunu yanıltmaya kalkışmadıkları bir seçim hatırlamıyorum.
Rakamlar üzerine mi düşünelim?
Tamam!
Lakin henüz erken.
***
Benim bugün tekrar tekrar hatırlatmak, dümdüz ortaya koymak ve uyarmak istediğim şey şudur...
Düşünün...
Muhalefet, PKK ve yandaşları gerçeğini kulak arkası eden bir kitle inşa edebildi.
Şimdi Türkiye'nin
"bağımsızlık yürüyüşü"ne yeni bir güç katmak istiyorsak
bu vahim gerçekle hesaplaşmak
zorundayız.
***
Ve kabul edelim ki...
Onca çırpınmaya rağmen...
FETÖ'yle mücadeleyi politikanın kılcal damarlarına sokamamışız...
FETÖ tehlikesi diye anlatmaya çalıştığımız meselenin hem CHP'nin seçmen tabanında hem de onlara eklenen "muhafazakâr" aktörlerde hak ettiği karşılığı bulmadığını kabullenmek zorundayız.
Düşünün...
Meclis'te kripto vekiller göreceğiz.
Berbat bir gerçek.
***
Cumhurbaşkanı, seçim gecesi balkondan
"Türkiye kazandı" dedi.
Doğru!
Ama nasıl ve kimlere karşı kazandı Türkiye?
İşte onu düşünüp unutmamak boynumuzun borcudur.
Önümüz seçimlerle dolu...
O yüzden yukarıdaki sorunun cevapları zihnimizde sımsıcak kalmalı.
***
Seçim sürecinde gördük...
Kıbrıs'ı veririz ne olacak diyenlere; Türkiye'yi Ukraynalaştırmak isteyenlere;
Yeşilköy Havalimanı'nı CIA şirketine açmayı planlayanlara; Demirtaş'ı salıvermeye hazırlananlara; Londra tefecilerinden para toplayanlara karşı Türkiye kazandı.
Öyle basit anlamıyla bir politik rekabetten söz edemeyiz.
Karşıda "muhalefet" falan yok!
Özel örgütlenmiş bir "yıkım ekibi" ve hipnoz halindeki seçmen tabanı var.
Çok yorucu olabilir ama teyakkuzumuz sürmeli!
***
NOT DEFTERİ
Taklit etmek, orta sınıf yaşamının o kadar büyük bir parçası haline gelmişti ki, dürüstlük ve güven sinsi bir taktik gibi algılanmaya başlamıştı. Apaçık bir yalanı insanlar gerçeğin ta kendisi sanıyorlardı. (J.G. BALLARD / Öteki Dünya)