Ortalığa bakıyorum da...
Ne çok iddia, ne çok kehanet, ne çok gelecek zaman gevezeliği var...
Youtube kaynıyor...
Önündeki yemeğin adını bilmeyen, ağzından düşen kelimeleri bir kez bile sorgulamamış tipler kâhin kesilmişler...
Baştan çıkartıcı bilgi kırıntılarına eklenmiş ipsiz sapsız atıp tutmalar...
Astroloji, ezoterizm, spiritüalizm, falcılık; hepsi uçuşuyor.
***
Bir kişi de durup demiyor mu yahu?
"Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler."
Oysa varlığın bütün
inceliği, vahiy
geleneğinin bütün
hikmeti oradadır; bu
ifadenin tam merkezinde...
"Diyemedik, diyemiyoruz" diye mi fısıldadınız?
O halde durup sormak gerek: Neden?
Nasıl bu hale geldik?
Neden unuttuk böyle yaşamayı?
***
Ekrem Demirli Hoca yazmıştı bir ara Lacivert dergisinde...
Gayet net, apaçık bir ifadeyle...
"
Kehanet ve nübüvvet çatışmıştır. Nübüvvet, Allah'tan başka kimsenin gelecek hakkında bir bilgi veremeyeceğini söyleyerek kehanetin dayandığı dünya görüşünü ilga etti."
Yazısının başlığı da çok manidardır, bugünlerdeki patırtı hakkında tam 12'den vurur:
"Gelecek bilgisinden iktidar devşirmek."
***
Gelecek bilgisinden iktidar devşirmeye kalkışanlar hangi yanımızı istismar ediyorlar?
Bu kadim bataklığın içine çekilmemizin sebebi modern insanın kaygı hâli değil mi?
Belirsizlik ekonomisi, bitmez tükenmez krediler, bir marifetmiş gibi yüceltilen sürprizler, ileriye doğru fırlatılmış arzu yatırımları dünyasında insan
"kurtlu ruh hâli"nden, yani gelecek kaygısından uzak durabilir mi?
Kendini yapayalnız bir otoyolun ortasına bırakılmış hisseden insanoğlu ne hissedebilir ki?
Gelecek bir TIR gibi hızla üzerine gelirken ezilmekten kaçıp kaçamayacağını bilmek istemez mi?
Modern kehanet teknikleri işte bu kaygıyı suistimal ediyor.
***
Vahiy açık ama felsefe ve semantik açısından da olaya bakalım mı?
Benim için
"gelecek zaman" kavramı baştan aşağı problemlidir.
Geçmiş nasıl geçip gitmek bilmiyorsa...
Gelecek de bir türlü gelmez.
Geldiğinde ise artık
"şimdi"dir...
***
Ne zaman bu konu açılsa, artık pek bilinmeyen ama gençliğimde çok okunan bir düşünür;
George Steiner aklıma gelir.
Steiner, dildeki gelecek zaman kipini
bir tür skandal; ölümlülük gerçeğine karşı açılmış
umutsuz bir savaş olarak görürdü.
Haksız mı?
Bırakın astrologları falan, oturup sessizce düşünün...