HAŞMET BABAOĞLU

Kimi ve neyi seçmeyeceğiz?

Şu seçim hayırlısıyla gelip geçsin de, hiç gevşemeden "önümüze" bakalım...
Dünyaya yani...
Dünyanın girdiği hâllere;
Türkiye'nin geleceğine, işimize gücümüze ve "sade insan"ın gitgide zorlaşan ayakta kalma mücadelesine odaklanalım...
Zaman zor zaman.
Oyalanmaya ve hafife almaya gelmez.

***

Peki neyi seçeceğiz?
Bağımsızlık yürüyüşümüzü seçeceğiz...
"Bir günde ekonomini mahvederim" diyen hegemon ülkenin başındaki adama bıyık altı bir gülümsemeyle "Sen işine bak kardeşim" diyen hâlimizi sürdürmeyi seçeceğiz...
Tek devlet, tek millet, tek bayrak düsturunu evirmeden çevirmeden savunduğunu defalarca kanıtlamış liderliği seçeceğiz...
Şakası yok! Küresel savaş fitilinin ateşlendiği bir ortamda korkusuzca milli savunmayı geliştiren politik stratejiyi seçeceğiz...
Birleşmiş Milletler'i, Dünya Sağlık Örgütü'nü ve benzerlerini eleştirdiğimizde öyle ya da böyle bize kulak vereceklerinden emin olduğumuz temsilcileri seçeceğiz...

***

Ancak esas mesele kimlerin asla seçilmemesi gerektiği meselesidir.
Yani şöyle de sorabilirim...
"Ne işimiz var Akdeniz'de?" diyenler; Türkiye'yi AB'ye, hatta Finlandiya ve İsveç'e şikâyet edenler, terörle işbirliğini demokrasi diye pazarlayanlar, PKK ve FETÖ'ye selam çakmaktan asla vazgeçmeyenler seçilecek mi?
Milli savunma ve milli iktisat hamleleriyle dalga geçecek kadar alçalanlar seçilecek mi?
Geçmişte cumhurbaşkanlığına aday gösterdiği kişiye şimdi küfredecek kadar ilkesizler; aynı masada yan yana oturduklarının üzerine sifon çekmeye kalkanlar seçilecek mi?
Ekonomi, aile, cinsiyet, yaşam tarzı konularında anahtarı tamamen küreselci çeteye bırakacak kadar gevşek tipler seçilecek mi?
"Türkiye'yi kimin yöneteceğini elbette saygın uluslararası karar vericiler belirleyecek" diye düşünen ve hiç utanıp sıkılmadan bunu dile getirenler seçilecek mi?..
Ruhen çoktan "kolonyal çiftliğin yerli kâhyaları" haline gelmiş politikacılar seçilecek mi?
Yoksa bütün bu tayfa, politika sahnesinden kalıcı olarak gönderilecek mi?
14 Mayıs'ın asıl önemi buradadır...

***


NOT DEFTERİ
Korkularımız çoğu zaman dışarıdan gelmiyor, içimizden geliyor. Dışarıdan gelen bütün korkularımızın temelinde köleliklerimiz var. Bunlara ancak içimizdeki gerçek özgürlükle karşı durabilirken, ya içimizde köleleşmişse? (KEMAL TAHİR / Notlar-12)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.