Gelecek geliyor
"Mübalağa yahu, uçuk şeyler bunlar" diye söylenirsiniz...
Gündelik hay huy, makro politikanın sıkıntıları, global itiş kakış derken...
Bir kafanızı çevirirsiniz ki...
Gelecek, çoktan gelmiş!
Gelmeye de devam ediyor.
***
Malum, sosyal medya takipçileri birkaç gündür dehşet içindeler.Önce Çin'de yapay rahim çalışmalarının başlatıldığına dair haberler çıktı. Bu gerçekti.
Sonra da ortalığa bir video düştü, ağızları bir karış açık bıraktı.
Bir film yapımcısı ve biyoteknoloji uzmanı olan Hashem Al-Ghaili, sipariş üzerine yılda 30 bin bebek üretecek yapay rahim çiftliği EctoLife hakkında uzun bir video yapmıştı.
Eh, bunun da 2030 sonrasında yavaş yavaş gerçeklik kazanması işten bile değildi.
Videonun içerdiği şu önerme çok kritik...
"Genetik gelişmelerle bebeklerin dış görüntülerinden sağlıklarına kadar her şeyin önceden belirlenebileceği bir dünyaya ulaştıysak, EctoLife gibi şirketlere de ihtiyacımız var demektir."
***
Küreselci "bilim" oligarşisi çıtayı yükselttikçe yükseltiyor.Bizler de öylece bakıyoruz...
Ray Kurzwell, "Tekno seçkinler, insanlığın geri kalanına bir tür rahiplik eden sosyal kast olacak" diyordu.
Düşünsenize, o noktaya ne kadar yaklaştık!
Bazı biyologlar 40 yıl önce, "İnsan ruhunu bu problemli et bedenden kurtarmanın zamanı geldi, bunu tam olarak sağlayıncaya kadar da genetik bilimi bize sağlam bedenler verebilir" diyorlardı ve kendi çalışma arkadaşları bile kulak tıkıyordu bunlara...
Şimdi sıkıysa işitmezden gelsinler!
***
Aslında bütün bunlara şaşarak bakarken çok şapşalız...
Toprağı bol olsun, Andre Gorz bizi on yıl önce uyarmıştı: "Şimdiden bir sperm pazarımız, bir yumurta pazarımız, bir annelik pazarımız (taşıyıcı annelerin rahmi), bir gen, yuva hücre ve embriyon havuzumuz var. Yokmuş gibi yapıyoruz ama bu işin sonunun sermaye ve bilim işbirliği ile yapay bir çevre sistemine çıkacağını bilmemiz gerekir."
Neymiş?
Öyle "Bilimini, teknolojisini al, kültürünü bırak" yaveleriyle geçiştirilecek şey değilmiş, değil mi arkadaşlar?
Peki külahı önümüze koyup düşünecek halimiz kaldı mı?
***
NOT DEFTERİ
Bir de bakarsın ki, bütün meselelerin çözüme kavuşmuş. Hem aşağı mahalledeki fırın açıktır, ilk çıkan ekmeklerden almak fena olmaz. (KEREM EKSEN / Ölümden Uzak Bir Yer)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Öğretmenler Günü (26.11.2024)
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)