Mırıldanmalar: Matrix belgeselmiş...
***
"Şu sıralar çok iyiyim, çok mutluyum" diyor.Bunu her yere yazmış;
Instagram'a, Twitter'a, Facebook'a, Whatsapp gruplarına aktarmış.
Yani hiç iyi değil. Çok ama çok mutsuz.
***
Birbirimize söylediklerimiz, söylemek istediklerimizi tarif etmiyor.Piyasa yapan itiraflar, ifşalar, samimiyet adı verilen saçma anlatılar içimizi zerre rahatlatmıyor.
Çünkü aslımız suskunluklarımız ve sustuklarımızdadır.
***
Biz şeffafız.Dijital teknoloji ve bize kazandırılan yeni alışkanlıklar mahremiyetimizi aldı götürdü.
Her şeyimizi biliyorlar; eğilimlerimizi, eksiklerimizi, "fazlalıkları"mızı, arzularımızı, sağlık sorunlarımızı, finansal ufkumuzu ve daha ne çok şeyi...
Peki onlar şeffaf mı?
Kim onlar?
Güçlüler...
Yani paranın ve teknolojinin kilitlerini ellerinde tutanlar.
Onlar karşısında çırılçıplak haldeyiz artık, onlarsa kat kat giysili...
Hiçbirini doğru düzgün tanıyamıyoruz.
Bu fark derin bir sıkıntının kaynağı değil mi?
Ama korkarım bunun sıkıntı olduğunu da çok yakında unutacağız/ unutturacaklar.
***
Düşünün...Armağan veriyorduk birbirimize...
Başlangıçta armağan vardı, takas vardı, alışveriş vardı.
Sonra?
Hepsi borç oldu.
Bu tarih lanetlidir.
***
Dikkatimi çekiyor, herkes kibrin şeytani bir özellik olduğunu öğrenmiş. Yeri geldiğinde bunu mutlaka vurguluyorlar.Ama nasıl şiddetli bir kibirle...
Şu da dikkatimi çekiyor: Herkes alçakgönüllülükten yana. Ama hep başkalarında güzel geliyor bu özellik, kimse kendine biçmiyor...
***
Yanis Varufakis'in Youtube'dan bir söyleşisini izliyorum.Şöyle diyor: "Matrix meğerse bir belgeselmiş." Bir dakika! Şurası da ürpertici: "Unutmayın, filmin başında Neo ve arkadaşları makinenin hizmetçileri olduklarını bilmezler."
***
Youtube dedim de...Bu platformda son zamanlarda kıyamet anlatıcılarından geçilmiyor. Şöyle gelecek, böyle kopacak, geldi bile, vd.
Hayal kırıklıklarını herkese ödetmek ister gibi bir ruh hâli var bazılarında...
Oysa kıyameti Allah bilir. Biz gittiğimiz yolu, yenildiğimiz yeri, kendimize ve başkalarına ettiklerimizi bilmekle mükellefiz...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)