Geçenlerde yazılarımı yazdığım kafenin ortak çalışma masasında iki kız, bir erkek öğrenci fısıldaşıyorlardı.
Kulağıma "demokrasi", "Atina" kelimeleri çarptı.
Sordum...
Antik Atina demokrasisi üzerine bir makale hazırlıyorlarmış.
Klişeler havada uçuşuyordu elbette.
"Balık baştan kokar, yalan bunlar" deme cesaretini anca yarım
saat sonra kendimde bulabildim...
***
Antik Atina'da demokrasi denilen olay şu:
Nüfusunun üçte biri
"kent"in (polis) yurttaşı sayılıyor; onlardan da
sadece erkekler oy veriyor.
"Kent devleti"nde kölelerin sayısı, yurttaşlardan daha fazla.
Geri kalanlar ve demokrasiye katılmasına izin verilmeyen kalabalık da yabancılar ve dışarıdan gelip yerleşen tüccarlardan oluşuyor.
Püf noktası şurası...
Oy verenlerin hakları var fakat yönetimde esamileri okunmuyor.
***
Yönetim
"Eupatrid"lerin elinde...
Kim onlar?
"Talihli doğmuşlar, iyi soydan gelenler." Siz
"ağzında gümüş kaşıkla doğmuşlar" şeklinde anlayabilirsiniz.
İşte bu
oligarşi, kendi aralarındaki çatışma ve uzlaşmaları demokrasi olarak kurgulamış.
O durmadan allanıp pullanan tarihsel iddia işte bundan ibarettir.
Bunları anlatınca çocuklara...
İçlerinden biri hafifçe sakınarak "Aaa aslına bakılırsa günümüzden çok farklı değil" deyiverdi.
***
Tamam, tamam!
Bunun Anglosakson demokrasisi var, liberal demokrasisi var, var oğlu var...
Biliyorum, bütün bunları okurken "Gelişe gelişe gerçekten halk idaresi olup çıktı demokrasi" diye mırıldanıyorsunuzdur.
Belki şu sıralarda çok tartışılan
"Küresel kapitalizm artık demokrasiye ihtiyaç duymuyor" tezini hatırlayanlarınız olmuştur.
Lakin önce şunu söyleyin...
Böylesi açık bir "tarihsel ve kültürel uyduruk" üzerine bir gelişme, gelişme midir?
Uyduruk, kendinden sonrasını da uydurur.
***
Antropoloji bilimi daha yeni yeni diyor ki...
"Neden diğer toplumların istişare ve ortak yönetim tecrübeleri üzerinde durmadık?" Ama artık geç dostlar, çok geç!
Bakalım, tarih ve sermaye el ele vererek 21. yüzyılın ikinci çeyreğine hangi sürprizleri hazırlıyor?
Onu da konuşuruz...
***
NOT DEFTERİ
Deli damgası yediğiniz anda herkes size iyi niyetle yaklaşır. Çünkü delilik politik değildir. (EMILE AJAR/Yalan-Roman)