"Bugün hepimiz
Tutankamon'un mezarının keşfini coşkuyla alkışlıyoruz...
Firavunların medeniyeti bizlere büyük onur veriyor ve kendimize
soruyoruz: Atalarımız medeniyette böyle bir zirveye çıktılarsa, biz neden çıkamayalım?"
Mısır'ın en tanınmış yazarlarından ve zamanının güçlü Devlet Başkanı Nasır'ın kültür danışmanı
Muhammed Hüseyin Heykel (1888-1956) antik Mısır
"inşa"sını bu sözlerle alkışlamıştı...
Heykel ki, ömrünün sonlarına doğru sahabe hayatlarını romanlaştırmıştır...
O zamanlar bir başka Mısırlı yazar
Ahmet Hüseyin de gençliğinde Luksor harabelerine yaptığı ziyareti şöyle anlatmıştı:
"Yeniden doğduğumu hissettim." Nitekim sonra da şüpheye
yer bırakmaksızın kendini
"Firavuncu" ilan etmişti.
Bugün diktatör Sisi'nin etrafındaki
"okumuş" tayfa da aynı şekilde konuşuyor; yani yine antik Mısır üzerine odaklanılarak
ülkenin hem geçmişi hem de bugünü sekülarize edilmeye çalışılıyor; bu yolla
Müslüman Mısır tarihi bir kenara itilip yerine başka bir
"millet" koyuluyor.
***
Niye bunları yazıyorum?
Niye geçen hafta
"Firavun" başlıklı yazımda global sanat piyasasında hüküm süren Mısır takıntısını konu ettim?
Niye
"Antik çağ arkeolojisi ne işe yarar?" diye
cahil cahil(!) başlıklar atıyorum
yazılarıma?
Çünkü konuştuğumuz şey sadece iç gıcıklayan bir gizemden ibaret değil...
Sürekli piramitlerin esrarını konuşmak, tuzağa düşmektir.
Batı'nın "antik Mısır" icadı ve
"büyüleyici medeniyetler" hikâyesinin birçok yönü var.
Hiçbiri masum tarih bulguları sayılmamalı...
Bunlar
geleneğin iptalini de içeren yeni bir siyasi ve kültürel
zemin inşasıdır aynı zamanda.
(Bankalarına eski uygarlıkların adını vermiş bir yakın tarihe sahip olan bizler bunu bilmeyeceğiz de, kim bilecek?)
İçinde bir
"büyü" varsa, işte asıl bu
"numara"dadır!
***
İnançlı insanlar olarak kendi kendinize sorun bakalım...
Yoksa arkeoloji disiplini ve bulguları, vahiy anlatılarını bastırıp yerine başka anlatılar koymak için mi var?
Neyse...
Yerim dar fakat derin meselelere girmekten kendimi alamıyorum, malum.
En iyisi burada keseyim.
Ancak bu konulara girmek için daha fazla gecikecek vaktimiz olmadığını da belirteyim.
***
NOT DEFTERİ
Hayatında bir dönüm noktası olmuştu, bir bakıma en önemli an; dünyayı görmüş ve geri çekilmişti. (NORMAN MAILER / Bir Amerikan Rüyası)