Firavun
Biraz da Youtube'daki haberleri dolanıyorum.
Ne öğreniyorum, derseniz...
Bildiğiniz dünya yorgunluğu...
Bir de şöyle bir izlenime kapılıyorum: Sanki yeryüzünün dört bir köşesinde insanlar önce ekmek teknesinde ter döküyorlar; bin türlü dertle boğuşuyorlar ama ardından hemen atölyelerine koşup orada heykeller, resimler yaparak kendilerini sanata adıyorlar!
Gülünç değil mi?
Lakin uluslararası medya kadrajı böyle bir şey işte!
Yeni "uyuşturucumuz" plastik sanatlar, renkler, şekiller, üç boyutlu şekiller.
Hem iyi fotoğraf veriyorlar;
Instagram'da falan havası büyük...
***
Gece gece öğrendim ki, bir yerlerde yine "Firavunlardan ilham alan sanat" sergisi açılıyormuş; yine Tutankhamon'lu, Sfenks'li heykeller şehir caddelerine çıkıyormuş...Başlığa ve ilhama bak!..
Lakin işin şu yanı çok ilginçtir...
Binlerce yıl "Firavun" kelimesi insanlığa daima Hz. Musa'nın zamanında iktidarını ilahlık seviyesine taşımış, kibir timsali ve zalim Mısır kralını düşündürdü.
Doğrusu da buydu.
İnançlı insanlar böyle düşünür.
Firavun, ilham alınacak biri olamaz.
Ancak yaşadıklarından ve yaşattıklarından ibret alınır.
Ama Aydınlanmacılar öyle bir "numara" çektiler ki, üzerinde durmaya değer...
Önce Napolyon'un Mısır seferi, derken geçen yüzyılın başında Mısırlı işbirlikçi arkeologlar(!), sonra Hollywood rotayı değiştiriverdi.
Vahiy geleneğinin kurduğu güçlü Firavun ve Mısır tasavvuru bir yüz yıldan biraz daha uzun süre içinde arkeoloji, antik tarih, şu bu denilerek bulanıklaşıverdi.
Şimdi sergi salonlarında, müzelerde firavunlardan "ilham" alan eserleri hayranlıkla gözlemleyen gençler var.
Filmler firavunları konu aldığında gişe hasılatları yükseliveriyor.
Olmayacak şeydi, oldu.
***
Madem konuyu açtım, şunu net bir dille vurgulayayım:
Büyük bir operasyondur Antik Mısır tarihi ve ona yaslanan popüler kültür rüzgârı...
18. yüzyılda Antik Yunan'ı yeniden dirilten Batı'nın bir başka icadı da Antik Mısır'dır.
Ve etkisi bu yüzyılda da geçecek gibi görünmüyor; hatta artacak.
Peki neden?
Onu da konuşuruz, ipuçları zaten yukarıdaki sözlerimde var.
***
KISA BİR ARA
Değerli okurlarım, bana biraz müsaade...
Bir "kafa izni"ne ihtiyacım var sanırım. Bir durayım, zihnimi toparlayayım. Önümüzdeki hafta salı günü burada buluşuruz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)