Cumartesi Notları: Hesabı ödeyinceye kadar mola!
Hiç başka tarifi yok!
Ya da ruhen çoktan sömürgeleştirilmişler.
İlle de istediler ki, Cumhurbaşkanı o otobüslere binip Kraliçe'nin cenaze törenine katılsın. Katılmaması devlet idaresi adına garabetmiş! Hadi oradan!..
Katılsaydı ağır biçimde eleştireceklerdi, "İşte skandal görüntüler" diyeceklerdi; bu fırsatı da kaçırdıklarına yanıyorlar.
***
Bizim medya pandemide DSÖ'ye bağlandığı gibi, Ukrayna krizinde de genel olarak Kiev'e bağlanmış görünüyor...İçerideki Rusya ajansları ve haber odakları da "komünizmin yeniden canlandırılmış hücreleri" gibiler. Yani sokaktaki insan için hakkıyla "ne olup bittiğini" algılamak zor.
Batı'da ise geniş kesimlerin zihinsel tasavvuru Londra'nın Ukrayna politikasına esir halde. (Almanlar bundan huzursuz ama umursayan var mı?) Geri kalanlar da "kıyamet" senaryolarıyla meşguller. Putin'in nükleer tehditleri mesela Michael Synder'ın dini referanslara dayanarak yazdığı "Seven Year Apocalypse/Yedi Yıl Mahşer" kitabına epeyce rüzgâr yaptırıyor.
***
Otoyollarda mola yerlerine uğrarsanız, ekonomik kriz çoktan buharlaşmış sanırsınız...Starbucks'lar önünde kuyruklar, alelacele sofraya köfte veya kebap getiren yerlerdeki izdiham, kestane şekercilerinin (fiyatlara bakılırsa mücevher gibi bir şey olmuş bu lezzet bombası) müşterileri falan...
Geçmiştekinden tek fark, hesabı ödeyen aile babalarının otolarına kadar sersemlemiş halde yürümeleri ve direksiyona geçmeden önce kocaman bir "poff" çekmeleri...
***
Geçenlerde Sığacık'tan geçtim... Kale içi hâlâ hoş ama yedi-sekiz yıl öncesinden bildiğim asude hali kalmamış; giderek yeme içme ve derme çatma bir eğlence yerine dönüşmüş.En eski Bodrum zamanlarından beri dikkatimi çeker: Turistik yerler direksiyonu gece eğlencesine çevirdiğinde gündüz vakti oraları kir ve çöp kokusu sarıyor. Umarım burnum bu sefer yanlış algılamıştır.
Sığacıklıların el yapımı böreklerinin meraklısı çok, onu bir kez daha gördüm. Karadut suyu aldım; şişesi 70 lira. 40 kilometre öncesinde köy yolunda şişesi 15 liraydı.
***
Sabah balkona çıktım. Dereotu tohumlarım filizlenmiş, hatta bazıları bayağı boy atmış. Dünyanın mahşeri andıran halini dereotlu ayran içerek izlemeyi planlıyorum.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Öğretmenler Günü (26.11.2024)
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)