HAŞMET BABAOĞLU

Okullar açıldı ya...

1 adet 12'li kuru boyalı pastel (hangi markalar olması gerektiği de belirtilmiş parantez içinde.)
1 adet 12'li pastel boya.
1 adet 12'li keçeli kalem.
1 adet 12'li sulu boya.
Velilerden istenenlerin listesi aşağıya doğru uzuyor.
Ve temizlik maddeleri listesi başlıyor.
6'lı tuvalet kâğıdı, 6'lı kâğıt havlu.
1 adet sprey kolonya.
Vs.

***

Evet, minikler için okullar açıldı.
Konuşuyor muyuz peki?
Evlerde, evet!
Hem de nasıl konuşuyoruz!
Ama "sokakta", yani her türden medyada güme gidiyor konu.
Hani büyük laflar ediyoruz ya, "Çocuklarımız geleceğimizdir" falan diye...
Peki okullar nasıl?
Bu okullarla nasıl bir "gelecek" gelir?
Lakin biliyorum...
"Adam sen de, böyle gelmiş böyle gider" bakışı ağır basıveriyor.
Çevremde Milli Eğitim'in özelleştirilmemiş bölümü hakkında iyi bir şey söyleyen tek kişi yok!
Yani toplumun bir kesimi "geleceği kazanmak" için...
Geniş kesimi de "bugünü kurtarmak" için çocuklarını okula gönderiyor.
Bu ayrışmadan toplum için iyi bir şey çıkar mı?
Geçiniz...

***

Şu da var...
Devlet ilkokulları ile özel okulların bahçeleri arasındaki fark bile ABD ile Pakistan arasındaki fark gibi...
Dikkatinizi çekerim bahçelerden söz ettim; bir de eğitim-öğretimdeki farklardan bahsetsem yerim yetmez.
Geçen günlerde bir ilkokul bahçesindeydim.
Çok tanıdık duygular hissettirdi bana...
Tam anlamıyla sevimli bir mahalle okuluydu.
Sonra bir özel okulun önünden geçtim.
Açılmış mıydı, yoksa kayıt için miydi; nedendi o gösterişli arabalar kalabalığı anlamadım; bir de sürücülerinde "Biz yolu tıkarız, kimse de karışamaz" havası vardı ki kelimelerle anlatılamaz...

***

Daha sonra nasıl ayrışırsak ayrışalım...
Ama daha yolun başında bu kadar fark ağırımıza gitmiyorsa, ortada bir tuhaflık var demektir.
Toplumsal birlik, beraberlik istiyoruz ya...
İlkokul çağında birbirlerinden kopan sosyal kesimlerin birliği/beraberliği nasıl olacak?
İlerleme, ilerletmedi.
Biraz gerilesek diyorum...
Her sosyal sınıf ve kesimin bir arada okuduğu ve birbirini tanıdığı; yakınlaştığı günlere "gerilesek" fena mı olur!
Birbirlerine bu kadar "uzak" büyüyenlerin yakınlığı eğretidir çünkü.
Olmayacak şey mi?
Çok mu demode şeyler söylüyorum?
Peki!

***


AYNA
Okunsun diye değil, dokunsun diye yazılır bazı şeyler. FRANZ KAFKA

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.