Düşünelim...
Öyle ki, o da artık seni düşman olarak algılamamaya başlar."
Eski kuşak KGB ajanı Yuri Bezmenov'un şu sözleri bir kenarda dursun...
***
Ben de dahil sürekli şu tesbiti yapıyoruz...Bu ülkede, yaklaşık 150 yıllık tarihe sahip geniş bir kesim var...
Adını açık açık koyarsak...
İddia ettikleri gibi seküler, laik falan değiller.
Bazılarının dediği gibi "dine mesafeli" falan da değiller; en olmayacak Hristiyan inançlarına saygı duyar; abuk sabuk "yeni çağ guruları"na bağlanmak için çabalarlar, malum.
Bu kesimin üzerine çektiği bütün perdeleri aşağı indirdiğinizde görürsünüz ki...
İslam düşmanı denecek kadar İslam'a karşıdırlar.
Bu toprakların "iman dairesi"ne ve derin kültürüne yabancıdırlar.
Eğitim/öğretim yoluyla "imal" edilmişlerdir.
Medyasfer tarafından da bu süreç halen pekiştirilmektedir.
***
Tamam!Ama bu tesbiti yapıp geçmek niye?
Sormamız gerekmiyor mu?
Niçin böyle?
Neden?
Bir Müslüman ülkede neden ve nasıl "İslamsızlık" bu kadar geniş çapta serpilip yayılmıştır?
Bu bir akademik mesele midir?
Hayır!
Sadece siyasi bir mesele midir?
Şimdilerde öyle bir hava var ama değildir.
Ekmek meselesi kadar ciddi ve mutlaka herkesin başını ellerinin arasına alıp düşünmesi gereken bir meseledir bu.
Benden tavsiye...
Düşünürken, Bezmenov'un yukarıdaki sözünü aklınızda tutun!
***
Ha! Bezmenov'un hayat hikâyesi de ayrı ilginçtir.
1970'li yıllarda tam da bu anlattığı "iş"i yapmak için Delhi'de görevlendirilir.
Lakin Bezmenov'un kupkuru ideolojisi Hindistan'ın kültürel renkleri ve her cemaatin geleneksel tahayyül ve tasavvurların yoğunluğu karşısında darmadağın olur.
Bir gün hippi kıyafetleri ve şapkasıyla gizlenip Batı'ya iltica eder.
Ama Kanada'daki günlerinde, Batı'nın "düşman"ının zihnini ele geçirmekte Sovyetlerden kat kat üstün olduğunu görüp pes eder.
Nitekim, bugün Hindistan orta sınıfının inançları popüler kültür/dijital bağımlılık yoluyla hallaç pamuğu gibi atılıp dönüştürülmektedir.
***
AYNA
Soyunla övünme. Gül dikenden, İbrahim ise putperest Azer'den doğmuştur. ŞİRAZLI SADİ
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Öğretmenler Günü (26.11.2024)
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)