Bu zoka yutulmamalı!
Sanırsınız, hepsi burada ABD Temsilciler Meclisi Başkanı'nın temsilcileri...
CHP'li siyasetçi, eski "monşer" diplomat Ünal Çeviköz, dün "Yeni bir dünya düzeni kuruluyor derken Türkiye'nin yerini iyi belirlemek gerekir" dedi, duymuşsunuzdur.
Şanghay İşbirliği Örgütü'ne konuk olarak dahi katılmamızı istemiyor, Çeviköz.
Niye?
Çünkü "Yeni dünya düzeni için tercih demokrasi ile otokrasi arasında"ymış...
Nancy Pelosi'nin Tayvan'da uçaktan indiğinde söyledikleriyle tıpa tıp aynı "savaş hattı" ifadesi...
***
Esasa gelelim...ABD yine çok sevdiği ve her seferinde kârlı çıktığı şeyi yapıyor...
Muğlak dengeler çağını kapatıyor.
Dünyayı bir kez daha ikiye bölüyor.
Geçmişte olduğu gibi bir yana otokrasiyi, öteki yana demokrasiyi koyuyor.
Çünkü biliyor...
Bu "savaş hattı", bu sınır çizgisi ABD için yüksek kazanç ve güçlü hegemonya demek...
Parasını da, pulunu da, "ruh"unu da bu yolla koruyup güçlendirdiğini geçen yüzyıldan iyi biliyor.
***
Peki soralım...Ben kendime soruyorum mesela...
Otokrasi var mı?
Var...
Asla sırtımı güvenle dönemeyeceğim güçlü ve otokratik devletlerin varlığını inkâr edebilir miyim? Edemem.
Bu devletlerin uluslararası ilişkilerinin gaddarlığını inkâr edebilir miyim? Edemem.
Peki demokrasi?..
Var mı gerçekten bir demokrasi cephesi?..
O cephenin "insan"a bakışı insanca mı?
Ne gezer!
Zurnanın zırt dediği yer burası işte!
"Demokrasinin yanında yer almak"mış...
Bu ifade Bush'un, Biden'ın, Netanyahu politikalarının, Zelenski kumpasının, 15 Temmuz darbe girişiminin yanında yer almak manasına getirildiğinde...
Dolara tapınan global iktisadı pohpohlamak sayıldığında...
Orada durmak ve "hoop!" demek boynumuzun borcudur.
Hiç şüpheniz olmasın!
Artık bu zokayı aklı başında hiçbir devlet idaresi yutmayacaktır.
***
Ha!
Şimdi biriniz çıkar da, "Yutmazlar ama yutmaya zorlanırlar" derse...
Ya da "Savaşla ya da savaşı andıran ortamlarla bütün devletler bu saflaşmaya itilirler" derse...
Susarım...
Susup gelişmeleri izlerim.
Sonra çok yüksek sesle haykırmak üzere...
***
NOT DEFTERİ
Akıllı bir insan için asıl övgüler, dostlarının beğenmeleri değil, düşmanlarının diş gıcırtılarıdır. (KEMAL TAHİR / Çöküntü-Notlar)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)