Pozlar ve gerçekler
Eminim, bu yazımın sosyal medyada görünüp okunması çaktırmadan engellenecek...
Niye?
Çünkü her seferinde böyle oluyor.
Çünkü Zelenski'nin sosyopatik dünyasına dikkat çekeceğim.
Global sosyal ve ana akım medya; hatta bizim klasik medya bundan hiç hoşlanmıyor, malum.
***
Dün Hürriyet'in internet sayfasını açtım...
Tepede bir manşet:
"Zelenski'den acı itiraf." Vayy be, dedim.
Herhalde nedamet getirdi...
Herhalde, "Ülkemde çocuk hastanesi vurulurken, askere çağırma yaşı 70'e çıkarılmışken ben kalktım karımla birlikte moda dergisi Vogue'a romantik pozlar verdim, halt ettim, bunun ne kadar şık görünürse görünsün çok hastalıklı bir tutum olduğunu anladım!" diyecek...
***
Ama benim gibilerin iyi niyetli beklentilerine dünyada yer var mı? Yok!
Meğer Hürriyet'in "acı itiraf" dediği şey, Zelenski'nin dünyaya salmak istediği yeni korku rüzgârıymış.
Rusların kontrolündeki Zaporijya nükleer enerji santralinde bir kaza ihtimali artmışmış...
Avrupa felaketin eşiğindeymiş...
Olabilir!
O topraklarda Çernobil felaketini yaşadı dünya, hâlâ hafızalarımızda...
Niye inanmayalım?
***
Ama kimse sormayacak mı?
Madem durum o kadar tehlikeli...
Vogue sayfalarında ne işin vardı?
Verdiğin pozlarda kaşlarını çatmış olman durumu kurtarır mı?
Nükleer tehdit bu yahu, boru mu?
Gerçek bir savaşın orta yerindeki ülkeni stüdyoya çevirdiğinin farkında mısın?
***
Tabii ki, böyle soruların zihinlerde dolaşmasına iz bırakmasına izin verilmiyor.
Ancak Zelenski nefes alsa, global medyada manşete çıkıyor.
Anlayacağınız...
Medyada Ukrayna krizine yaklaşım da tıpkı pandemi sırasındaki gibi...
Yani...
İtirazlara küçük kontenjanlar...
Küreselci Ukrayna bakış açısına manşetler...
***
NOT DEFTERİ
Bizi hür ve iradi bir varlık değil, yönlendirilebilir bir arzu yumağı olarak görüyorlar (...) Merakımızı kırbaçlayan onlar, arzularımızı pazarlayan onlar, gruplara ve kurumlara mahremiyet isteyenler de onlar... Bizi hem çıplak bırakıyor hem gözlüyorlar. Ne yapıp ettiğimizi elektronik göz her daim görüyor. Ama biz onlar hakkında hemen hiçbir şey bilmiyoruz. Mahremiyeti, bizim için değil, kendileri için istiyorlar. (EROL GÖKA / Muhit Dergisi, son sayı - Byung Chul Han'da Mahremiyet Dikkat ve Zaman)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Öğretmenler Günü (26.11.2024)
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)