Bakmayın siz...
"Eğitim şart" deyip duran tayfa da bilir aslında...
Esas şart olan nedir?
İnsanlık terbiyesi...
Ve eğitim/öğretim yoluyla kazanılamadığı aşikâr daha pek çok şey...
Yoksa
okullar, dershaneler, kurslar, öğrenimler, eğitimler, diplomalar, unvanlar artık etse etse "para" ediyor...
O da
"yol"unuzu bulursanız.
Belki birkaç makam sahibiyle fotoğraf çektirmeye falan da yarıyor.
Sonrası?
***
Sonrasını son örneğinde gördük...
Pek ünlü bir eğitimciye 48 bıçak darbesi, şoförüne 66 bıçak darbesi...
Katil zanlısı kim?
Öğrencilerinin soğuk esprileriyle tanıdığı
bir fizik öğretmeni...
Maktullerden biri gibi dershaneci...
Ve öğreniyoruz ki...
Ömrü boyunca peşini tırmalamadığı koltuk, makam kalmamış!
***
2000'lerin ilk on yılında ne çok kafa ütülerdi bu tayfa, hatırlıyor musunuz?
Sivil/resmi bürokrasideki "eğitim şart"çılar mesela...
"Her şeyin başı eğitim" deyip şöyle arkalarına yaslanır ve horlayan gözlerle çevrelerine bakarlardı.
Ama hangi eğitim?
Okullarından FETÖ fışkırdı, apışıp kaldılar.
Belki ondandır şimdiki suskunlukları...
Bir de
Bağdat Caddesi, Çankaya, Alsancak "eğitim şart"çıları vardı.
Aldıkları eğitim sayesinde zihinleri kendi memleketlerine kapatılmış insanlar...
Yurtdışına gidince
"Ay şekerim, hep İtalyan sandılar beni" diye sevinmekten
başka bir şey bilmeyen malum kesim
hani...
Halka
"cahil" demek için, kendilerini
"eğitimli" yerine koyan diplomalılar işte!
Kültür, kültür dedikleri şey kulüp forması gibi bir şey...
Diplomaları da kalitesini kaybetti mi nedir, son yıllarda!
Şimdi hepsi kendi aralarında mırıldanıp duruyor.
***
Halk da biliyor tabii...
Boşluğuna gelir de sırtını "eğitimliler"e döndüğü anda onlarca bıçak darbesi alacağını...
Asıl tecrübe, asıl öğrenim, asıl bilgi bu...
***
NOT DEFTERİ
Modern toplumun eğilimlerini eleştirmeye kalkan kişi, daha cümlesini bitirmeden, bu işler hep böyledir veya devran değişmez türünden otomatik bir itirazla karşılaşır. İddiayı öne süren kendisi için özel imtiyazlar istiyordur belli ki, oysa kızıp eleştirdiği şeyler zaten herkesin malumudur; kimsenin bunlara vakit harcaması beklenmemelidir. Yani, felaketin apaçıklığı, mazeretçileri için bir artıya dönüştürülmüştür ve böylece felaketin suskunluk perdesi altında sürüp gitmesi sağlanır. (T. W. ADORNO / Minima Moralia)