Bu kadar az bilgi, bu kadar çok iddia...
Öğrenmek için bu kadar az çaba ve oturduğumuz yerden etrafa savurduğumuz tonla soru...
Anladınız,
Twitter odalarından bahsediyorum.
***
Göstere göstere ve hızla değişiyor dünya...
Belirsizlikler içinde ama kökleri sarsarak...
Ve "
sade insanı" hırpalayarak değişiyor.
Bunu bilmeyen fark etmeyen, yaşamayan var mı?
Buna karşı bütün toplumların "
yok, yok, uf yok!" pansumanı da belli:
Profesyonel futbol...
"
Her şey eskisi gibi sürecek" demenin en ısrarcı hali!
Transfer haberleri uçuşuyor yine: Şu takım beşinci yıldızını da transfer etti, bu takım dünya yıldızıyla anlaştı, vs.
"
Futbolcular niye bu kadar çok kazanıyor?" diye soranlar oluyor.
Etkisi böyle geniş ve güçlü bir "
uyku ilacı"na para verilmez mi?
***
Avrupa'da ciddi kıpırdanmalar başladı. Çiftçiler, emekliler, etnik topluluklar, vd.
Üzerine göçmen meselesinin iyice iltihaplanmasını ekleyin...
Böyle sürerse, olay nereye gider?
İçimden bir ses "
bu işin sonu yeni bir pandemi dalgasına gider" diyor.
Toplulukları
hizaya çekmenin en etkili yolu olduğu kanıtlandı çünkü...
Gerçi dün Melih (Altınok) "Bitti gitti, eski günlere dönmek için ne kadar tırmalasalar da rıza üretemezler" diye yazdı.
Katılıyorum...
Daha doğrusu, katılmak istiyorum.
***
Neyse, şu bayramlarda bile hır gürü eksik olmayan, ihtirasları ve hırsları kıpır kıpır "sıradan" hayatlarımıza dönelim...
"Duygusal Çeviklik" kitabının yazarı Harvard'lı Psikolog Susan David geçen gün şunu yazdı: "
Kendimizi sürekli başkalarıyla kıyaslamak, bitiş çizgisi olmayan bir yarışta koşmak gibidir."
***
Geçen gün belgesel çekiminde konuğu olup Peyami Safa üzerine sohbet ettiğimiz kıymetli romancı Fatih Baha Aydın tavsiye edince, hiç uzatmadan kitapçıya gidip Kerem Eksen'in "
Ölümden Uzak Bir Yer" romanını aldım.
İyi bir yazarı tanımanın heyecanıyla elimden bırakamadım ve bitirdim.
Çocuk, anne, baba...
Bütün karmaşasıyla ve kimselere itiraf edilemeyen halleriyle babalık...
Ve inanılmaz bir olayın ardından gelenler...
Baştan sona "
buralı" bir anlatı ama bir o kadar da yeni nesil İskandinav filmlerinin gri ve ürpertici havasını taşıyor.
Meraklısının dikkatine...
Ha, bir şey daha söyleyeyim mi? Aslında bütün çocuklar
"inanılmaz" olaylara yol açıyorlar; sadece dikkat etmeniz gerekiyor.