Hamburger ekmeğinin altı ısıtılıyor.
Üzerine sos sıkılıyor...
Derken bir köfte.
Bir köfte daha...
Bir köfte daha...
İnanmıyorsunuz, içinizden "arsızlık bu!" diye geçiriyorsunuz ama evet, bir tane daha.
Sonra sos, peynir, bir daha peynir, soğan turşusu ve yeşillik.
Et fiyatları astronomik oranda artmış ama burgercimizin umurunda değil, çünkü gösteriye doyamıyor.
Diyeceğim şu...
"Yeni dünya düzeni" tasarımcılarının
"etsiz ütopyası"na karşı eski dünya böyle saçmalıklar üzerinden direnmeyi düşünüyorsa...
Arsız gösteri bir kez daha gerçekliğin pürüzlü yüzünü perdeleyecekse...
Yanmışız!
***
Öteki tarafta da...
Deniz yosununun gerçek karidesten, buğday topağının et köftesinden daha lezzetli olduğunu söyleyen "yeni dünya" var.
"Et market"in yanına
"vegan kasap" açıyorlar, şaka değil!
Gelenekçi olduğunu düşündüğünüz TV kanallarına veganlık övgüleriyle dolu programlar serpiştiriyorlar.
Ekranlardan geçen altyazılarda
"Et endüstrisi atmosferin en büyük düşmanı" yazıyor.
Sonra çocuğunuz bir sabah uyanıyor ve kahvaltıda
"Ben artık yumurta yemeyeceğim" diyor;
"Hayvanları rahat bırakalım!"
***
Değerli düşünce adamı
Ercan Yıldırım son yazısında olup biteni
"küresel medeniyetin şantaj ideolojisi" çerçevesinde değerlendirmiş. (Bkz.
ercanyldrm.com)
Yerden göğe haklı!
Dikkat edersek, göreceğiz...
Eski tüketim biçimleri önce sürdürülemezlik çerçevesinde tanımlanıyor ve ardından şantaj geliyor.
"Karbon ayak izini öğrenerek ne kadar elektrik tükettiğini, ne kadar su içtiğini, ne kadar uçuş yapıp kırmızı et yediğini hesaplayacak ve belirli oranların üstüne çıkmayacaksın.
Eğer talimatlara uymaz, sistemden hesap sormaya kalkarsan her an bir gıda, sağlık ekipmanı yokluğuyla karşılaşabilirsin. Elektrikler kesilebilir, alıştığın tüm hayatın altüst olabilir..."
Şantajla gelen disiplin elbette geniş kitleleri hedef alıyor.
Varlıklılar başka kategori...
***
Bizim abartma hastası burgerci tuzağa düşürüldüğünün farkında değil...
Pilavları camekâna doğru savuran meşhur pilavcı da...
Oysa durum çok ciddi.
Ve "yeni dünya"cılar çığ gibiler; üzerimize doğru geliyorlar.
***
AYNA
Kötüye bir kere kapıyı açmaya gör; artık kendisine inanmanı bile beklemez.
F. KAFKA