Yaşadıklarımız film değil...

Merak ediyorum...
Maddi sıkıntıya katlanmakta çok zorluk çeken ama hep canı sıkılan günümüz insanı...
Üzerine bir çığ gibi yuvarlanmaya başlayan "gelecek" karşısında ne yapacak?
"Savaş atmosferi/ savaş ekonomisi" denilen şey film değil çünkü...
Sonra ışıklar yanacak, biz her şeyin aynı kaldığı evlerimize döneceğiz diye bir şey yok!

***

Anne babalar arasında "Şimdiki çocuklar hiç sıkıntıya gelemiyorlar" diye yaygın bir yakınma vardır ya...
Şimdiki gençler, orta yaşlılar, hatta yaşlılar gelebiliyorlar mı ki?
Ama "sıkıntı" onlara geliyor şimdi.

***

Avrupa hükümetlerinde her gün bir Bakan çıkıp açıklama yapıyor:
"Zorluklar yaşanacak, gıda ve enerji konusundaki sıkıntılara karşı vatandaşlarımız hazırlıklı olmalı!" Bizde durum nasıl?
Biz kıyısındaymışız, bütün krizler bizi yine teğet geçecekmiş gibi düşünüyor ve davranıyoruz sanki...
Lakin, nereye kadar?

***

Cumartesi günü çarşıdaydım.
Önümde yürüyen küçük çocuk ağlıyordu.
Ne kadar çok yüksek sesle ağlarsam, istediğimi aldırma ihtimali o kadar yükselir ağlayışı hani...
Annesi "Her gün ona 50 lira, buna 40 lira...
Gücümüzün de bir sınırı var yavrum, eski zamanlarda yaşamıyoruz" dedi.
Çocuk için hiç anlaşılır olmayan sözler.
Ama kastedileni hissetti...
Ağlaması durdu.
Alnındaki çizgiler yaşından çok önce derinleşmiş baba, çocuk susunca mırıldanır gibi konuştu; "Biraz bekle oğlum, günü gelince alacağız!"

***

Onca güncel/siyasal gelişme ve tartışma içinde...
Köşeme neden bu notları düşüyorum?
Şundan...
Sade insan ile global kriz arasında (medyaya pek aktarılmayan) elle tutulur bir ilişki var...
O nokta gargaraya gelmesin diye...

***

DİYARBAKIR ANNELERİ TARİH YAZIYOR
Gündemin patırtısı içinde kaybolmasın!
Dün "Diyarbakır Evlat Nöbeti" bininci gününü idrak etti.
35 yıllık medyacı olarak söyleyeyim:
Tarih yazmak budur işte!
Halkın hakikatinin teröre ve terör destekçilerine karşı ayağa kalkışı budur.
22 Ağustos 2019'da Hacire Akar ananın, HDP il binasının kapısına dayanmasıyla başlamıştı bu hareket...
Çocuğu dağa kaçırılamadan kurtarıldı Hacer ananın.
Sonra her geçen gün nöbete katılan anneler çoğaldı ve şimdiye kadar 35 genç bu direniş sayesinde ailelerine kavuştu.