1908 vantilatörü
"1908 Jöntürk İhtilali" diye bilinen 2. Meşrutiyet'in ilanından sonra Kayzer II. Wilhelm'e olayla ilgili verilen raporun kenarına düşülen notu kastediyordu.
Sultan Abdülhamid'le dost bilinen(!) Alman İmparatoru'na o notta denir ki...
"İhtilali, Paris veya Londralı Jöntürkler değil, Almanya'da eğitim gören subaylar yapmıştır, bütünüyle askeri ve Alman dostu bir ihtilalidir." Bu ifade "Bizim çocuklar yaptı"nın belki de ilk örneğidir...
***
Muhalefet cephesi birdenbire "1908 rüzgârı" estirmeye başladı, farkındasınızdır.Daha doğrusu "dışarıdan içeri doğru tutulan" malum vantilatör şimdi o yönde çalıştırılıyor.
Hepsinin üzerine...
Zülfü Livaneli'nin "Abdülhamid romanı"nı tamamladığını; 1908 ihtilali ve sultanın 1909'da düşürülüşünü anlatan romanın önümüzdeki günlerde çıkacağını duyunca...
Bazı şeyler kafamda oturmaya başladı.
Neden?
Çünkü semboller, benzetmeler, tarihe atıflar asla boşuna sahneye çıkmazlar.
***
O halde artık bilelim...1908 İhtilali aslında meşrutiyet ilanı falan değil, darbedir...
Uzantısı 1909'a bakarsanız, daha iyi anlarsınız.
Ancak ciddi bir problem var...
Kuşaklar boyu 1908'i iyi bir şey diye okuduk, öğrendik.
Yeniden "Jöntürkçülük" oynamak isteyenlerin güvendiği şey de bu olsa gerek!
Eş dostla konuşuyorum...
İttihatçıların garip biçimde yakın dostları olan Makedon çetecileri bilen neredeyse yok.
Selanik'te başlayan örgütlenmedeki İngiliz, İtalyan ve Alman parmağını bilen pek az.
İşte bu yüzden vatanseverlerin yakın tarih derslerini baştan çalışmaları gerekiyor.
***
Yine Attila İlhan'ı anmalıyım...
Hangi Batı'daki şu satırlarını mesela...
"Birdenbire bir inkılap yapıyoruz.
Jöntürk hareketi. Halkımızla hiç alakası yok. Alman İmparatorluğu not düşmüş:
'Bizim askerlerin yaptığı devrimdir.' İtalyanlar da diyorlar ki, 'Bizim masonlar bu işi örgütlediler' falan. Nitekim her ikisi de doğru. O kadar doğru ki, 1908'de Meşrutiyet ilan edilir, 1911'de İtalyanlar Trablusgarp'a çıkarlar. Yeni hükümet harp ilan etmez."
***
NOT DEFTERİ
Aşırı yorucu işlerde bile eylemin kendisi bir tür boşa uğraşmaya, hatta boş oturmaya dönüşmekte. Becket'in Godot'yu bekleyen kahramanlarının artık milyonlarca çalışan insanı temsil ettiğini herhalde kimse yadırgamayacaktır. (GUNTHER ANDERS / İnsanın Eskimişliği)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Öğretmenler Günü (26.11.2024)
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)