Farkındasınız değil mi? Bir süredir,
yüksek enflasyon gerçeğine
"trip atma"ya çalışıyoruz. Kafasını başka yöne çevirip sevmediği kişiyi yok sayan tipler gibiyiz. Bazen de saflaşıyoruz; lafını etmezsek ortadan çekilir gider sanıyoruz. Oysa enflasyon arsızdır, pahalılık acımasızdır. Bizim takındığımız tavırlara hiç aldırmadan üzerimize doğru
buldozer gibi gelir. Yüzleşmeye mecburuz.
***
Peki bütün
dünya sakinleri olarak 2020'den bu yana çok sert hesaplaşmalardan geçtiğimizin farkında
mısınız? Problem pandemiydi,
bitti mi diyorsunuz yoksa?
Dönüp içinize bir sorun, bence...
"Halk sağlığı" kavramına ve sağlık politikalarına bağlılığımız kaldı mı? Hayır!
Ya medya? Medyaya güven eridi, bitti.
Bilim deseniz, kibrinde boğuldu.
Eğitim/öğretim deseniz, yarım yamalak artık.
Bireysel özgürlükler deseniz, terim çok havalı ama içeriğinin havası fosmuş.
Ya anayasal özgürlükler? Ağzınızı hayra açın, derim.
Sonuç? Kabul edin ki, global sağlık krizi sandığınız şey
"neoliberal uygarlık" sahnesinin çöküşüydü. Anlayın artık bunu ki, insanca bir çözüm için yol alalım.
***
Neyse, neyse...
En iyisi, yazıya oturmadan önce benim kırık dökük balkona çıkayım. Zihnim durulsun, güneş içimi ısıtsın!
Hem biliyor musunuz, şu kuşlara bayılıyorum. Mega kentte hâlâ cıvıldayacak enerjiyi bulmaları ne güzel şey!
Ne göreyim, nanelerim dirilmiş, maydanozlar fıskiye gibi olmuş. Kıvırcık salatalar da pek diri... Bakalım, bütün saksılara serpiştirdiğim kiraz domates fidelerim tutacak mı?
Muz şerbetiyle besliyorum hepsini. Neden? Çünkü potasyuma bayılıyorlar. Öğrendim ki, domatesler asiditesi yüksek toprak severmiş. Yani bu şu demektir; kahvemi bitireyim, telvesini topraklarına dökeceğim.
***
Youtube'da yemek videoları izlemekten kendimi
alamıyorum. Ve görüyorum ki,
tarifleri en hızlı dejenere olanlar Youtube serüvenlerine geleneksel yemeklerle başlayan ev hanımları oluyor. Şaşılacak bir şey! Artık yemek yapmayı bıraktılar. Çünkü akılları yüksek takipçili fenomen olmaya takılmış. O zaman gelsin
"beş dakikada misafire çıkartılacak" hamur işleri! İzlerken bile feci şeyler olduğunu anlıyorsunuz. Beş, on dakikada, hatta yarım saatte bile ancak o kadar olur.
***
Bir kamyon arkası yazısı:
"Var git, ölüm! Evdeyken gelirsin!"