Gülünecek şey olsa gülerdim, lakin konu şu...
En ciddi kurumlar bile
global nükleer silah stokunun miktarını tam
olarak bilemiyormuş.
Ortalama rakam 14-15 binmiş...
ABD'ye göre bu silahların yüzde 90'ı Rusya'ya aitmiş.
Fakat ne önemi var!
Bir nükleer savaş çıktığında oluşacak zincirleme reaksiyon toptan kıyamet demek.
Yani nükleer rekabet ve nükleer caydırıcılık denen şey olağanüstü ahmakça görünüyor.
O halde
"akıllı" devletler neden bu işin peşini bırakmıyor?
***
Hava güneşli...
Boğaz güzel mi güzel...
Kuşlar sevimli Kanlıca İskelesi'nin çatısı ile meydandaki yemcinin tezgâhı arasında kararsızlar.
Fakat bukleli saçlarına altın ışıltıları düşmüş
küçük kızın müşfik avucundaki yemlere kayıtsız kalamıyorlar.
Tam o sırada beş altı yaşlarında bir oğlan çocuğu güvercinlerin arasına dalıveriyor.
O da kararsız. Sert mi yapsın kuşlara, yoksa çömelip yakından mı baksın?
Sonunda küçük kızı örnek alıp ikincisini tercih ediyor.
Arkamdaki masada benim yaşlarımda "okumuş" iki adam tartışıyorlar.
Ukrayna-Rusya gerginliği sonunda Üçüncü Dünya Savaşı'na dönüşür mü?
Biri diğerini ikna ediyor: Nükleer varken olmaz. O felaketi kimse göze alamaz?
***
Ne dünya ama...
Nükleer savaş felaketine inanan yok.
O ahmaklığı kimse yapmaz, bundan eminiz.
Fakat nükleer caydırıcılık ve nükleer rekabet çok uzun zamandır dünyanın normali...
Hatta geçtim bugüne kadar biriktirilmiş nükleer silah stokunu; her yıl yepyeni teknolojilerle yeni nükleer silahların envantere katıldığını okuyoruz gazetelerden...
Ve demiyoruz ki...
Madem hiç kullanılmayacaklar...
O halde neden üretiliyorlar?
***
Kabul edin ki, bu tablo saçma sapan bir tablo...
Hatta bazen bir lider çıkıyor, mesela Trump "Dünya aklını başına toplayana kadar, nükleer silahlar artırılmalı" diyor; bir başka lider, mesela Putin çıkıyor; "Yepyeni silahlarımız var, düşmanın tamamını yok etmesi iki dakikayı bulmaz" gibi laflar ediyor.
Birileri kitleleri "kafaya" mı alıyor yoksa?
***
Hah! Muhalefetin adayı kim olacak konusunu yine yazmadım ya...
Marketlerin numaralarını da...
O yüzden okumazsınız şimdi yazdıklarımı...
Dünya bir tuhaf yer zaten.
Çoğu yalan dolan.
Ben de zaten şimdi çocukların yanına gideceğim.
Şu tombik güvercin, diğerlerinin yemlerini de yiyor.
Bir çare bulmak gerek.