Hindistan deyip duruyoruz da...
Ağlıyorlar...
Neymiş?
Hindistan yıl sonuna kadar ilk S-400 bataryalarını alıyormuş ama ABD'li senatörler onlara kızmıyormuş da, niye bizim için yaptırım istiyorlarmış?
Bu ikiyüzlülüğü anlayamıyorlarmış...
Arkadaş gözünü sadece S-400 hava savunma sistemine dikersen tabii ki hiçbir şeyi anlayamazsın...
***
Önce Hindistan'ın tarihine bak, kapladığı yere bak!Sonra Başbakan Modi'nin iktidara gelişinden bu yana ülkenin stratejik politikalarının nasıl ABD tarafından baştan dizayn edildiğini düşün!
Belki o zaman anlamaya başlarsın ki...
Eğer sen ABD'ysen...
Ve "Asya Yüzyılı" denilen şu yeni dönemde Şi Cinping'in Çin'iyle uzlaşmakta zorlanıyorsan, Hindistan'la kol kola girmeye mecbursun...
***
Olay şu...Pentagon yeni yüzyılın egemenliğini kaybetmemek için birçok bölgede ve elbette güney Asya'da "sınırlı ve sınırlarda sıcak çatışmalar" taktiğini kullanacaksa...
Ki gidişat bu...
Ve Çin, Pakistan'la kurduğu yakınlığın yanına Taliban Afganistan'ını da eklemişse...
Hindistan nereden hava savunma sistemi alırsa alsın, ABD vitrinde mırın kırın eder ama içinden sevinir.
***
Hadi bu "büyük resmi" bırakıp detayların büyüklüğüne bakalım mı?
Yok, o pek tanıdık "yazılım" veya dijital teknoloji konusunu açmayacağım...
Lakin acaba Hindistan'ın "dünyanın eczanesi" olarak tanımlandığını biliyor muydunuz?
İnek dışkısı festivalini haber yapmayı seviyoruz ama bu konuları hep atlıyoruz.
Dünya yoksullarının hemen hemen tamamını Hindistan aşıları kurtarıyor: Difteri, tetanos, hepatit B, boğmaca, vd.
Şimdi bunlara Kovid-19 aşılarını da ekleyin...
Nitekim, Hindistan Sağlık İşleri Direktörü K. Srinath Reddy şöyle diyor: "Konu aşıysa eğer, lider ülke biziz."
Anlayacağınız, geçen yıl 8 milyar dozdan fazla aşı üreten Hindistan öyle "Hop bir dakika, sen kenara çekil!" denilecek bir ülke olmaktan çıkalı çok oldu.
Ama uzmanlarımız(!) bile hâlâ oralara 1960'ların National Geographic kafasıyla bakıyorsa, yanmışız...
***
NOT DEFTERİ
Günümüzde, bize yemek sunsunlar diye para ödemeden önce, sadece yemek yemekle kalmayacağımıza, bir deneyim de yaşayacağımıza ikna edilmemiz şart. Artık müşteri değil, Barhes'ın tabiriyle mit tüketicisiyiz. (PETER CONRAD / Mitomani)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Taktik hep aynı (25.11.2024)
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)