Saflar belirginleşiyor...
Makro medya duruma tam uyandı mı, emin değilim.
Ama sosyal sınıflar ve fertler bu yeni saflaşmayı çoktan kavradı.
O çerçevede düşünüp davranılmaya, hatta hayal kurulmaya başlandı bile...
"Yeni dünya düzeni" diyoruz ya hani...
İşte o projenin sahipleri mesela havaalanlarının uluslararası hatlar bölümüne geçince beşlik gibi sırıtıp pasaportuyla fotoğraf çektiren ve altına "Türkiye beni kaybetti, dünya kazandı" yazan zırtapozları seviyor...
Bu tavrın nasıl bir sosyal medya rüzgarına dönüştürüldüğünün farkındasınızdır.
Peki, aynı dönem içinde Batı ülkelerinde ülkücü derneklerin yasaklanması taleplerinin art arda gelmesi sadece bir rastlantı mı?
Ülkesini hiçbir "ecnebi" davetle değiş tokuş etmeyen gençlere karşı gelişen Batı düşmanlığının arkasında bir elbette bir akıl var.
***
Son gelişmeye bakalım...
ABD Temsilciler Meclisi geçenlerde ülkücü derneklerin
bir terör örgütü olup olmadığının
araştırılmasını da içeren
Ulusal Güvenlik Yasasını kabul
etti, malum.
Çok geçmeden
ABD Başkanı Biden'ın DEAŞ tehdidini bahane ederek Temsilciler Meclisi'ne gönderdiği mektubu öğrendik.
Biden'ın mektupta "Türkiye hükümetinin Suriye'nin kuzeyindeki askeri eylemlerinin
ABD'nin ulusal güvenliği ve dış politikasına karşı olağanüstü bir tehdit olmayı sürdürüyor" deyişi ile buradaki fondaş medyanın
Cumhur İttifakı'na saldırılarını birbiriyle bağlantısız sayabilir miyiz?
Elbette bağlantılılar.
***
Ama esasa gelelim...
Küreselci proje yeni bir "biz" oluşturmaya çalışıyor.
Etnik karakteri güçlü, milli karakteri zayıf bir dayanışma cephesi...
Milliyetleri pohpohlayan ama milli devletleri giderek zayıflatan uzun bir sürecin son aşamasında (neoliberallerin 80'ler, 90'larda beceremediği) bir "evrensel biz" hikayesi ortaya çıkaracaklar.
İşte bu yüzden Ortadoğu'nun tek güçlü aktörü Türkiye'nin dindar milliyetçileri her zamankinden farklı biçimde hedef tahtasındalar ve korkarım ki, bu durum daha da derinleşecek.
Hazırlıklı ve dikkatli olmalyız.
***
NOT DEFTERİ
Artık ne insan, ne birey, ne toplum, ne devlet... Hiçbiri özne değil! Bitkisel eti icat-imal eden kapitalist ruh, tarihin de, zamanın da, geleceğin de öznesi... (ERCAN YILDIRIM / Dünya Sisteminin Doğası)