Yargıtay'ın yeni binasında adli yıl başlangıcında
dua için eller semaya açılınca hop oturup hop kalkanları gördünüz...
Yargıtay Başkanı'nın cübbesiyle dua ettiği görüntüyle "hasta" olanları sosyal medyadan takip ettiniz...
Ve muhtemelen içinizden dediniz ki...
"Dua eden devletten 150 yıldır rahatsızlar, hep aynı kafa, aynı öfke!"
Belki...
"Bu nasıl bir din düşmanlığıdır ki, laiklik örtüsünün arkasına saklanmaktan usanmıyor!" diye bir süre söylenip durdunuz.
Haklısınız!
Lakin kullandıkları dil eski de olsa...
Bu homurdanmaların güncel bir proje yanı olduğunu ve arkasına global rüzgârı da almaya çalıştığını bilmeliyiz.
***
Dua fotoğrafına muhalif medyanın pek namlı temsilcilerinin gösterdiği tepkilerdeki işaretlere dikkatle bakın...
Biri hemen lafının arasına Afganistan'ı karıştırıyor.
Öteki
"Böyle bir Türkiye yok, böyle bir dünya yok" diyor.
Afganistan'la Türkiye'yi aynı çizgiye yerleştirmeye kalkışacak kadar pervasız bu dilin ardında (birkaç kez burada ayak seslerini yazdığım)
"global 28 Şubat" hazırlıklarına selam çakılıyor.
***
Köşem sosyal/siyasal gelişmeleri ayrıntılarıyla ele alıp teorik bir temellendirmeye izin vermeyecek kadar dar.
Ama olup bitenlerin "satır aralarını" görüp hissettiğinizden eminim...
ABD'nin Afganistan'dan rezil çekilişini değil de, Taliban'ın gelişini gözlerimize sokmaya çalışmasıyla, Avrupa ülkelerinde çıkartılan İslamofobik yasalar ve bizde yeniden yükseltilen
"din düşmanlığı" birbiriyle doğrudan bağlantılı.
Yoksa oraya buraya sürülen Taliban sosunun saçma sapanlığını kim görmez!
Ama
"korku" tutuyor...
Çok şamata da zihinleri sersemleştiriyor.
Bunu pandemi sırasında öğrendiler, biliyorlar.
***
İç politikadaki hesapları şu...
Önce "seküler milliyetçi" bir geniş sosyolojik taban oluşturmaya çalışacaklar.
Bir ucu Orta Asya'da, öteki ucu İzmir'de bir milliyetçilik...
Sonra dünya egemenleri seküler boşluğun içini kendi bildikleri gibi dolduracak...
Nasıl?
Onu da konuşuruz ilerde...
***
NOT DEFTERİ
Kıyamet gününde güneşin, battığı yerden doğacağı söylenir. Bu işaret bünyenin tefessüh ettiği zaman ittiyatlarına zıd faaliyetlere geçeceğini ihtar içindir. (NECİP FAZIL KISAKÜREK / Savaş Yazıları)