Yalan duyarlıklar
Adaletsizliği örten adalet pozları...
Alkış toplamak için sergilenen tiksindirici hassasiyet gösterileri...
Ama kim için tiksindirici?
Sahnenin arkasını görebilen, azıcık olsun düşünen ve olup biteni bilen için elbette!
***
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşma tam böyle işte...Neymiş, Guterres ilk kez sert çıkmış...
Demiş ki...
"Aşı konusundaki durum inanılmaz biçimde adaletsizdir. 10 ülke aşıların yüzde 75'ini aldı ve tam 130 ülkeye tek doz aşı bile gitmedi. Bu küresel toplumun karşı karşıya olduğu en büyük sınavdır."
Vayy canına!..
Sanırsınız ki, aşılar küresel kamu yararına üretiliyor, bunu da BM idare ediyor.
Keşke öyle olsa...
Madem salgın küresel, çaresi (tabii çareyse!) de küresel olmalı ve eşit dağıtılmalı, değil mi?
Ama olmaz, olamaz.
***
Guterres rüzgâr yapıyor...Timsah gözyaşları döküyor.
Sağlık sektörünün, ilaç ve aşı üretiminin zaten karakteri icabı eşitsiz ve adaletsiz olduğu gerçeğini gizlemek için sahnelenmiş bir gösteri.
Baktım ki...
Bizim sosyal medyanın sevgi pıtırcıkları konuşmayı hemen oraya buraya "linklemeye" başlamışlar...
Kendilerine "Size aşı yok, çünkü önemli olan eşitlik, aşıları yoksul ülkelere gönderdik" dense, ortalığı birbirine katacak tipler oysa. Bazılarını yakından tanıyorum da ondan bu kadar rahat söylüyorum.
***
Yok tabii öyle bir dünya!O türden bir küreselleşme hiç olmadı, tersine küreselleşme denilen şey eşitsizliği daha da derinleştirdi.
Yok öyle bir ABD, Çin, İngiltere, Almanya, Rusya!
Yok öyle bir kapitalizm!
Şirketler parayı bastırana satıyorlar.
Zurnanın zırt dediği yer o ki...
Aşı dediğimiz şey, deterjan gibi, çikolata gibi bir ürün.
***
İşin doğrusu...
Dünya bir kapana sıkıştı.
Gayet kapitalist bir kapan...
Eğer derdimiz dünyada adalet ise...
Guterres'i, bugünkü BM'yi falan boşverin...
Ağır ağır bu düzeni al aşağı etmeyi planlayın.
Tabii şimdi aklıma mart, nisan aylarında "Bak, virüs zengin fakir dinlemiyor" deyip duran şabalaklar geliyor...
Gülmüyorum, çünkü ağlanacak bir şey.
***
NOT DEFTERİ
Yazılanı anlamıyorsan, yazılmayana bak. (GEORGE PEREC / Kayboluş)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)